10 günluk İran hem iş hem ziyaret amaçlı gerçekleşen seyahatten izlenimleri aktarmaya devam ediyoruz.
İran hakkında hemen hemen her şeyin geniş bir şekilde bölümler halinde bir seri halinde aktarıldığı yazının 2.bölümünü de keyifle okunanız dileğiyle.
İran İslam Cumhuriyeti bayrağı yeşil, beyaz ve kırmızı renklerde olup İslam Cumhuriyetinin özel simgesini taşır. Yeşil ve kırmızı şeritlerden her birinin üzerinde yanyana dizilmiş on bir adet (toplam 22 adet) “Allahu Ekber” lafzı yer alır, ortadaki beyaz şeridin tam ortasında yer alan al renkli simge ise “Kelime-i Tevhid” yani “Lailaheillallah” kelimesini temsil eder.
Ülkenin resmi dili olan Farsça Hint-Avrupa dillerinin bir koludur. Bu dilin tarihiyle ilgili bulgular Aryai kavimlerin İran platosuna göçlerine dek uzanmaktadır.Tarih boyunca çeşitli dönemlerden geçmiş ve değişiklere uğramış olan Farsça’nın bugünkü şekli İran’a komşu olan diğer kavimlerin dilleri üzerinde de etkili olmuştur. Farsça’dan etkilenen dillerin başında Türkçe gelir. Türk milleti yüce İslam dini ve İslami irfanla İran ve İranlı aracılığıyla tanıştığı gibi edebi sanatları ve bu sanatların inceliklerini de yine İranlı söz ustalarından öğrendi. Hicri 5.asırdan itibaren Selçuklular’ın Anadolu’da ilerlemeleri ile birlikte Farsça’nın bu ülkede olgunlaşmaya başladığını görmekteyiz. Bu dönemlerde Farsça Türkler arasında öylesine kök saldı ki, Osmanlı okullarında tasavvuf dili olarak okutulmaya başladı. Mufassal bir Farsça divanı bulunna Yavuz Sultan Selim savaş rakibi Şah İsmail ile yaptığı yazışmalarda Farsça’yı kullanırken, Fuzuli, Nef’i, ve Nabi gibi büyük Türk şairleri de şiirlerini bu dilde yazmışlardır. Osmanlı sultanları eş ve kızlarına Farsça isimler vermişlerdir. Bugün bile Türkçe’de kullanılan pek çok isim ve kelime Farsça kökenlidir. Ortak kelimelerin sayısı 6 binden fazladır Türkçe’ye böylesine etki etmiş olan Farsça Ankara’da Farsça Öğretim Merkezi’nin deneyimli hocaları tarafından öğretilmektedir.
İran’da Farsça’nın dışında Azeri Türkçe’si, Arapça, Kürtçe vb. dillerle Farsça’nın çeşitli lehçeleri de konuşulmaktadır. 32 harfli Fars alfabesinin kullanıldığı İran’da tarih başlangıcı olarak miladi 622 senesinde Hz.Muhammed (s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye hicreti esas alınmaktadır. Yıl 21 Mart’ta Nevruz bayramıyla başlar ve güneş takvimine göre aylara bölünür. Nevruz Bayramı İranlılar’ın en büyük bayramlarındandır ve hiçbir etnik ve din farkı gözetmeksizin bütün bir yurtta coşkuyla kutlanır. Nevruz öncesinde tüm yaşam çevrelerini temizleyen İranlılar yeni yıla girileceği gün ve saatte tüm aile fertleri “Haftsin” adı verilen sofra başında toplanır. Bu sofra Allahu Teala’nın insana bahşettiği nimetleri ve baharı temsilen Farça alfabenin 15. harfi olan “Sin” harfiyle başlayan yedi yiyecekle donatılmıştır.BunlarSib( elma) Sebze (yeşillik) Serke(sirke), Sonbol (sümbül), Senced (iğde), Semenu (bir tür tatlı), ve Sumaktan ibarettir. Yeni yıla girilmesiyle birlikte halk birbirini ziyaret eder, küsler barışır, aile bağları güçlendirilir.
Devamı bir sonraki yazıda…
İlkeli Söz; Sanmayın yön verebilirsiniz sevginin akışına,
Sevgi, yolunu kendi çizer,
Sizde değer bulduğunda!.