Sabah sanala baktığımda çatı denen damı yaran bir ağacı görüp, fotoğraflayıp, yıllar önce sayfam da 'Direniş'in diğer bir adı da, birilerinin tam da 'Kurudu, bitti' diye sevindiği bir anda yeniden yeşerip, önündeki, üstündeki engelleri aşan ve dallarıyla birlikte yeşillenmektir..' satırlı mesajım ve sevgili dostum Bülent Çomak'ın bir paylaşımını görüp hem güldüm, hem de yaşadıklarımı hatırlatan bugünün yazısını da bana yazdırdı..
Evet, 'Sakın durma, sen durduğunda hayatta durur sanma devam eder..' diye uyaran onca sözün arasında yer alan 'Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır..' sözü de bu yöndeki başı çeken anlamlı sözler arasında yer alır..
Tabi bunların yanında ölümünün 2. yılında mezarlıklarda mezarını aradığım Attila amcanın kendisini her ziyaretimde bana yönelik söylediği sözü ve sözlerini de onca ünlü, ünsüz çok şeyi anlatan sözlere eklersek sanırım 83 yaşına kadar cebi dolu olduğunda bu dünyayı etrafı dolu, doyasıya yaşayan ama sonuçta herkes gibi vefasız dünyayı yalnız, tek başına terk eden Attila amcanın sözleri birinciliği alır..
Çünkü onun bana ve benim gibilerine söylediği, benim ise hemen her gün karşılaştığım olumsuzluklar ardından hatırlayıp, 'Ah Attila amca..' diyerek hatırladığım o sözlerinin başını çekenlerin biriside;
'-Fakir, Gazeteci oğlum bugün senin yaşadığın sorunların hemen hepsini ben Hollanda'da yaşadım.
Bende senin gibi bu halk, millet, hemşehri, ülke için mücadele verirken bir çok olumsuzluk yaşadım. Yaşamakla kalmayıp, iftiralarla karşılaştım.. Bunları yaşamakla kalmayıp, senin bu yolda yaşadığın araç kazalarında nasıl kemiklerini kırıp, kül, ufak ettiysen beni de orada Nazi kafalılarca motorsiklerin
altına alınıp, kemiklerimi kırdılar..
Ve tüm bu olumsuzluklara rağmen ayakta kaldım kalmasına da neden senin gibi ilerleyemedim, dün bizim ektiğimiz tohumlarla bugün Hollanda, İsveç, Almanya hatta AB parlamentosunda yer alanların içinde ben niye olamadım biliyor musun?
Çünkü senin bugün yaşadığın gibi o günde benim etrafımda olanların çoğunun timsah olduğunu ya da 'Güçlü lobi' diyen senin, benim ne yapmak istediğimi anlamayan, algılamayanlardı..
Bunlar yetmezmiş gibi kariyer ile para arasında sıkışmamızdır..
Çünkü zirvede olan kariyer gerçek iş insanı, okumuş, aydınlar ve para babalarının değil, sonradan görme cahil cühelaların yüzünden yara alıyor..
Bu da ne senin ilerlemene ne de onların geride kalmamasına ve kurtarılmasına çare olmuyor..
Evet.. Eğer bugün bütün bunlara rağmen ayaktaysan yinede büyüksün..
Çünkü kalbin, gönlün, niyetin temiz ve iyi niyetliysen öyle yada böyle içi timsah dolu o bataklıktan sağ, salim, başarılı bir şekilde hemde o paçana yapışmışların seni kendilerinin olduğu kuyuya doğru çekseler de sen zirvede olmaya devam edersin, ediyorsun da..
Buna neden ise aşağıdaki hikayeyi okursan daha iyi anlarsın..
Çünkü sen fark etmesende seni iten birileri hep var..
Ve sende seni anlamayanlar gibi onları görmesen de, anlamasadan da arkanda, yüreğinde, cesaretinde en önemlisi kıvrak zekandan seni hep o bataklığa iten ve yara bere içinde kalsanda oradan sağ salim çıkıp, zirvede kalmanı sağlayan birileri var..
İşte birileri adına 'alıntı' dese de zirvede kalanları anlatan O kısa ama çok anlamlı hikaye..
'Bir grup turist bir timsah çiftliğini ziyaret eder, çok zengin mekanın sahibi 'bugün benim doğum günüm' diyerek bir teklifte bulunur..
"Kim şu içi timsah dolu bataklığa atlamaya, kıyıya kadar yüzmeye ve karaya çıkmaya cesaret ederse, ona 1 Milyon dolar vereceğim.. Ama sorumluluk kabul etmem herkes şahit..' der..
O an kimse hareket etmeye cesaret edemez.. Çünkü göl timsah dolu herkesin canı tatlı..
Ama aniden bir adam suya atlar ve çaresizce can havliyle yüzer ve tüm timsahlar tarafından kovalanırken o kan, ter içinde kalsa da karşı kıyıya ulaşır..
Çiftlik sahibi, "Bravo cesur bir kazananımız var!.." diye duyurur ve onu kutlar ve hemen parayı da verir.
Adam ödülünü aldıktan sonra, karısıyla birlikte kaldığı otele döner.
Otele geldiğinde müdür adama, 'Beyefendi timsah dolu bataklığa atlamak çok cesur bir davranıştı.. Ama bu cesarareti nereden buldunuz?' diye sormadan da edemez..
Adam, 'parayı aldım nasıl olsa..' deyip, itiraf eder..
'Vallahi ben atlamadım yahu! Biri beni itti..' diye cevap verir..
Yanındaki karısı gülümser ve müdürün kulağına şöyle der, 'Her başarılı erkeğin arkasında, onu iten bir kadın vardır!' der..
İşte burada durup, seninle birlikte o bataklığı izleyen, her şeye rağmen yanında duran, en önemlisi 'itsemde, itmesemde yanında olduğumu bildiğinden bataklığı yol eden biri o..' diye seni çok iyi tanıyan, bilen ve sevense yanındaki korkma atla..' diyordu, yanı başına büyük bir çerçeve içinde fotoğrafını koyup, baktığı o kadını bana hep anlatan ezan okunduğunu duyan kulaklarımın uyarısıyla rahmetle andığım Attila amca..