Yapı Kredi Yayınları ve Tüpraş işbirliğiyle İngilizce ve Türkçe olarak, iki dilli hazırlanan “Bizans Dönemi’nde Anadolu” kitabı, Bizans İmparatorluğu’nun Anadolu’da yarattığı yeni kültüre ve bıraktığı izlere yoğunlaşıyor.

İlk kez 2011 yılında başlatılan ve tamamlandığı zaman Anadolu kültür tarihi için araştırmacılara ve okurlara kapsamlı bir külliyat sunacak olan “Anadolu Uygarlıkları Serisi” toplam 12 kitaptan oluşuyor.

Seri kapsamında yayımlanan 10. kitap olan Bizans Dönemi’nde Anadolu, konusunda uzman yerli ve yabancı Bizans araştırmacılarının kaleme aldığı 32 makale aracılığıyla hem Bizans kültürüne hem de “Bizans Anadolusu”na ışık tutuyor. 

Siyasi, bürokratik, askeri, iktisadi ve dini hayat hakkındaki makaleler, devlet aygıtı ve
toplumsal yapı üzerine eğilirken; edebiyat, sağlık, sanat ve maddi izler temalı makaleler,
gündelik hayatla ilgili değerli bilgiler sunuyor. 

Kitabın son bölümünde; okuyucu, Bizans Anadolusu’nun farklı bölgelerine odaklanan makaleler üzerinden tarihsel bir yolculuğa davet ediliyor.

İmparator I. Theodosius’un 395 yılında ölümünden sonra, Manş Denizi kıyılarından İran sınırına kadar uzanan geniş Roma toprakları batı ve doğu olarak ikiye ayrılır. Her ne kadar imparatorluğun batı parçası 5. yüzyılın ikinci yarısında tarihe karışsa da Roma İmparatorluğu varlığını doğudaki topraklarında 1453 yılına kadar sürdürür. 

Başkenti Roma’dan Byzantion kentine (yeni adıyla Konstantinopolis’e) taşınan, zaman içinde Hıristiyanlaşan bu imparatorluk için “Bizans” adı, ilk kez 16. yüzyılda Alman hümanist ve filolog Hieronymus Wolf tarafından kullanılmış, 19. yüzyıl ve sonrasında bu terim yaygınlaşmıştır. Ancak, bu kitapta bahsedilen insanlar kendilerini hep “Romalı”, devletlerini de “Roma İmparatorluğu” olarak adlandırmış; komşuları da onları “Romalılar” olarak bilmiştir. 

Yaklaşık 11 yüzyıl boyunca varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu, Anadolu’da en uzun süre hüküm süren devletlerden biri olmuştur. Ağırlıklı olarak Yunanca konuşulan ve Hıristiyan olan Bizans dünyasının coğrafi, beşerî ve ekonomik beşiği Anadolu’dur. 

14. yüzyıl itibarıyla Anadolu’nun kaybedilmesi, kısa sürede imparatorluğun sonunu getirmiştir. 13. yüzyılın ortasında İmparator II. Theodoros Laskaris’in, mektuplarından birinde Anadolu’ya “Kutsal diyar, anam, Anadolu!” diye seslenmesi, bu toprakların imparatorluk için ne denli yaşamsal olduğunu göstermektedir.

Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan 496 sayfalık, “Bizans Dönemi’nde Anadolu/ Anatolia in the Byzantine Period” kitabını Koç Üniversitesi’nden Engin Akyürek ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Koray Durak hazırladı. Bu kitabın da içinde bulunduğu “Anadolu Uygarlıkları Serisi”nin editörü ise Yapı Kredi Müzesi’nden Nihat Tekdemir.