Bugün size sevgili kızımın maceralarından bahsetmek istiyorum. 

       Kızımın adı Hera. Jack Russell cinsi 1,5 yaşında. Ben ona öğütücü diyorum aslında. Yok artık köpek bunu da yer mi demeyin, elmadan kuru yemişe, salatalıktan domatese aklınıza ne gelirse öğütüyor resmen. Pazardan getirdiğim poşetin içinden domates yürütmüşlüğü bile var. Kahvaltı için hazırladığım salatalık dilimlerini götürdüğü gibi, kabuklarını da çıtır çıtır yiyor.

       Neden bunlardan bahsettiğimi merak ettiniz sanırım. Hayvan deyip geçmeyin. Öyle ilginç ve bilinmedik yönleri var ki anlatamam. Örnek mi istersiniz.

       Karıncalar iki haftaya kadar suyun altında hayatta kalabilirler.
    
       Kaplumbağalar popolarından nefes alabilirler.

       Bir mavi balinanın dili, bir filin ağırlığından daha fazladır.

       Erkek maymunlar, tıpkı insanlar gibi kelleşirler.

       Bir ahtapotun üç tane kalbi vardır.

       Daha çok örnekleme yapabilirim aslında ama onları sevmemiz, korumamız için çok mu uğraşmamız gerek? Bence hayır. Benim Hirayı sevdiğim gibi bir hayvanı sever ve sahiplenirseniz çoğu insanda göremeyeceğiniz vefayı sevgiyi kolayca onda görürsünüz.

       Kişisel kanım şudur ki hayvaları sevemeyen insanları da sevemez. Aksini iddia etmek kocaman ve kuyruklu bir yalandır.