Soğuk bir Kasım sabahı memur bir babanın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Annem hariç evdeki herkes erkek beklerken beni, ebe nine, babaannemin kucağına verdiğinde “yine mi kız” diyerek atmış yerde hazırlanan kundağımın üzerine.
Atılış o atılış. Hayatım boyunca atılmış ve itilmişim sevdiklerim tarafından. Kendimi kabullendirmek ve sevdirmek çabasıyla geçmiş ömrümün en güzel yılları.
Tam bunu başardım başarıyorum derken 18 yaşın verdiği uçarılıkla yaptığım evlilikle yıktım tekrar bütün umutları. Sahipsiz kalışım ondandır yıllar boyu. Nasıl olsa sahipsizdir ve güçsüzdür, vurun abalıya durumları.
Sonra çalışmaya başladım. Görevime dört elle sarıldım. Serde kendini kanıtlamak ve kabullendirmek olunca hani, gecemi gündüzüme kattım. Bu yönde de oldukça yol aldım.
Daha sonra tam 18 yıl özlemini çektiğim kızım geldi dünyaya. Ona tutundum son bir umutla. Gözbebeğim dedim, gözümden kıskandım. Kötü giden şeyleri kızım düzeltir sandım ve tabi yine aldandım.
Şiirle doldurmaya çalışsam da, hâlâ akşamdan kalmış sarhoşlar gibi yalpalayarak gitmekte hayatım.
Dem Vakti Şiirleri/Şiir Antolojisi,
Yağmurla Düşer Gözyaşlarımız/Şiir Antolojisi,
Mavigül/Şiir Antolojisi/Türkiye Sipastik Çocuklar Vakfı,
Bir Şiirdir Yaşamak/Şiirsel Düşler Antolojisi,
Sığınılacak Liman/Şiir Kitabı.