Zaman zaman herkes gibi ben de umutsuzluklar yaşıyorum. Bu zor anlardan çıkıştaki ilk anahtarım biricik kızım. Onun taşıdığı ve etrafına yaydığı pozitif enerji beni de yeniden kendime getiriyor. Her ne kadar kendi gençliğimin azimli, ilkeli, dirençli resimlerini anımsıyor ve iç çekiyorsam da bu gerçeği görmekten kaçmıyorum. Kaçamam. Kaçmamalıyız.
      
       Elbette gençlik biyolojik olarak yaşamın önemli bir bölümünü anlatırken kullandığımız bir kavram. Çocukluktan ergenliğe, oradan olgunluğa geçişte çok farklı boyutları olan bir süreç. Hatalarıyla, günahlarıyla, sevaplarıyla çok önemli bir yaşam dilimi. Elbette herkesin yaşlılığında, keşke herşeyimi verince dönebilsem dediği dönem gerçeği de bir başka güzel. Bu nedenle gençlik yaşamın doyum ve duyum noktası olması da gayet doğal değil mi?
    
       Gençlik aynı zamanda hem toplumun hem gençliğin taşıdığı yaşanması olası tüm değerlerinin toplamıdır. İçinde barındırdığı umut çizgisiyle hem kendi yollarını, hem de kendi yollarını çizmelerinin de sınırlarını belirleyenlerdir gençler.
         
       Ne zaman ülkenin geleceği, toplumun huzuru tehlikeye düşse hemen gençlerin bakışının ve tepkisinin ne olacağını merak ederim. Bu nedenle bu bakış açısının iyi analiz edilmesi gerekir. Ülkenin geleceğinde ve yönetiminde söz sahibi olanlar da sorumluluklarının bilincinde olmalı gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınmayacak bir bilinçle yetiştirilmelidir.
  
       "Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum." diyor Mustafa Kemal Atatürk 
           
       Bu inançla ve güvençle yaşadığı için Gençliğe Hitabeyi yazma ve okuma gereği duymuştur. Kendi gençliğine bu kadar güvenen bir liderin başarısız olma şansı yoktur. Bu güce dayanarak olmaz denileni, imkansız görüleni başarabilmiştir.
       
       Büyük Devlet Adamı, daha Millî Mücadele’nin başından itibaren köhnemiş fikirlere, milleti geriye götürmek isteyenlere karşı, yegâne çarenin gençlikte ve genç fikirlerde olduğunu görmüş, çağdaş zihniyetle yetişecek kuşakların, gelecekte eserini daha da geliştireceğini, onu her türlü tehlikeden koruyarak ebediyen yaşatacağını hissetmişti. 
      
       Elbette gençlerimizin sorunları var. Elbette hedeflerine odaklanmakta ve yürümekte, ulaşmada bir çok  nedenden dolayı güçlükler çekiyorlar. Bunu ben de biliyorum sağır sultanda biliyor. Benim yapmak istediğim yegane konu gençlerin önemine dikkat çekmektir. Biz yetişkinlerin birincil görevi onlara bu çetin yolculukta destek olmaktır.
     
       Vatanın bütün ümit ve istikbali genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Zira Cumhuriyeti yükseltecek ve devam ettirecek olan, gençlerdir. Bu sebepledir ki Türk istiklâlini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek koruma görevi onlara emanet edilmiştir. O halde size verilen emanete sahip çıkın gençler. Bu ülkenin de, cumhuriyetinde, biz yetişkinlerinde sizin bu dinamizminize ihtiyacımız var.  Atamın da dediği gibi "Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcutur’’.