Aşkın psikolojik dinamikleri, bireyin içsel dünyasının zenginliklerine ve kırılganlıklarına odaklanmasına imkan tanırken, aynı zamanda diğer bir kişiyle kurulan derin bağın, birçok içsel ve dışsal çatışmaya, mutluluklara ve hayal kırıklıklarına da ev sahipliği yapar.


Terk edilme korkusu çocukları yalnızlaştırıyor İhlas Haber Ajansı

Kişinin romantik ilişkideki rolü, kendi algısı, diğer kişiyi nasıl gördüğü ve ilişkiyle ilgili beklentileriyle yakından ilişkilidir. Psikolojik olarak, bu süreç, bireyin hem kendisini hem de partnerini daha iyi tanıma, anlama ve kabul etme çabalarını içerir.

50 ülkede görüldü! Türkiye'de vakalar artıyor 50 ülkede görüldü! Türkiye'de vakalar artıyor


Hayatın her aşamasında, ilişkiler ve bu ilişkilerin dinamikleri, bizi derinlemesine etkileyen faktörlerdir. Terk edilme korkusu ve bu korkuyla başa çıkma yöntemleri, birçok insan için günlük yaşamın karmaşıklığına dahil olabilir. Özellikle kaçınan bağlanma stili sergileyen bireyler için, terk edilme şeması ve ayrılma endişesi, ilişkilerinde baskın bir rol oynar.



Terk edilme şeması, bir bireyin diğerleri tarafından reddedileceğine, terk edileceğine ve sonuç olarak yalnız kalacağına dair inançlarını içeren bir sistemdir. Kaçınan bağlanma stili ise, duygusal yakınlıklardan kaçınma, ilişkilerde duvarlar inşa etme ve derin duygusal bağlardan kaçınma şeklinde kendini gösteren bir bağlanma biçimidir. Terk edilme korkusuyla yüzleşmek yerine, bu bireyler sıklıkla ilişkiyi sonlandırma yoluna giderler. Aslında, bu kişilerin "kazanova" gibi göründüğü durumlar, aslında kendilerini koruma amaçlı bir savunma mekanizması olarak kullanılır. Bağlanmak onlar için korkutucudur, çünkü geçmişte bağlanmanın getirdiği acıyla tanışmışlardır.

Bağlanma şeması, bir kişinin gelecekteki ilişkilerini şekillendiren ve onların tepki verme şeklini belirleyen derinlemesine kökleri olan bir şemadır. İşte bu noktada, bireyin bu içsel dinamikleri anlama ve üzerinde çalışma fırsatına sahip olması önemlidir.

Klinik psikolog Aslı Kanizi, "Kaçınan bağlanma biçimine sahip bireylerin sergilediği davranışlar genellikle geçmiş deneyimler, öğrenilmiş davranışlar ve olası travmalarla ilişkilidir. İlişki kalıplarını ve bağlanma stillerini anlamak ve bu konuda farkındalık geliştirmek, daha sağlıklı ve denge ilişkilere yol açabilir. Kişi, geçmişini gözden geçirerek kendi kaçınan davranışlarının farkına varabilir ve bu davranışları üzerinde çalışarak kaçınma mekanizmalarının yerine sağlıklı bir bağlanma biçimi geliştirebilir. Bu, kişinin kendi geçmişini sorgulama ve şu anki yetişkin olarak daha sağlıklı bağlanma biçimini keşfetme kararı almış olduğu bir süreçtir." açıklamasında bulundu.

Kaynak: haber merkezi