1. Dünya Savaşı'nda şüphesiz Osmanlı için en önemli cephe Çanakkale cephesidir. Churchill'in “Beş dakikada Çanakkaleyi geçip 5 çayını İstanbul’da içmeyi” planlayıp ardlarına bakmadan kaçtıkları bu cephe, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları komutasındaki on binlerce askerin yeri geldiğinde cephanesiz, silahsız süngüyle savaştığı, dökülen kanlarla tarih yazılan, bir devrin battığı yerdir. Bu topraklarda öyle bir tarih yazılmıştır ki yenilmez denen itilaf donanması bozguna uğratılmış ve çekilmek zorunda kalmıştır.
1915 yılında İngiliz komutanı ülkesine bir telgraf gönderip çekilmek zorunda kaldığını şu sözlerle bildirmiştir. “Niçin geri çekildiğimizi soruyorsunuz, bütün gerçeği tüm açıklığı ile size bildirmek isterim. Çok cesur muharebe eden, en iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusunun ve Albay Mustafa Kemal gibi dâhi bir komutanın karşısında bulunuyoruz.Bunu hiçbir zaman unutmayalım.”
Evet yoksul silahı, cephanesi az bir ordu vardı karşılarında fakat düşmanların unuttukları bir şey vardı, Türk ordusunu, Türk ulusunu yokluk yıldıramazdı, korkutamazdı. Çocuğunu karısını, anasını bırakıp cepheye gelen babalar, çocuk denecek yaşta elinde silahla savaşmaktan korkmayan gençler vatanını cansiperane müdafa etmişti. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır sözü tam da Çanakkale Savaşı için yazılmış gibidir. Çanakkale Boğazı İtilaf devletleri için çok önemli bir konumdaydı. Boğazın kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, Rusya’ya cephane ve silah yardımı götürülmesi için buradan geçilmesi gerekiyordu bir de İtilaf devletleri Osmanlıyı savaş dışı bırakıp henüz savaşa dahil olmamış Bulgaristan’ıda yanına alıp ilerlemeyi hedefliyordu, fakat planları umduğu gibi gitmedi 5 dakikada geçeriz dedikleri Çanakkale’den geçemediler.
Cansiperane savaşan Türk ordusu Çanakkale’den bir karış toprak dahi vermedi düşmana. Bu savaşın en önemli kahramanlarından biri şüphesiz Seyit Onbaşı’dıydı. Seyit Ali savaş sırasında 3 tane 216'şar kiloluk mermiyi sırtında taşıyarak topa yerleştirmiştir. İlk iki atışında Ocean’a hafif zarar versede büyük darbeyi üçüncü atışında yaparak gemiyi yan yatırmıştır, İngiliz zırhlısı Ocean, Nusret mayın gemisinin yerleştirdiği mayına da çarparak bir süre sonra alabora olarak batmıştır. Seyit Ali savaşın kaderini değiştirerek komutanından Onbaşı ünvanını almıştır tarih vatanı uğruna canını feda eden hiçbir kahramanını unutmayacak.
Çanakkale zaferinin ardından Sir Winston Curchill şu sözleri söylemiştir; "Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim.Çok üzgünüm! Daha düne kadar Çanakkale bizimdir! diyordum çünkü bu savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi her şeyi çok iyi hesaplamıştım hepsinde üstündük. Mutlak yenecektik yalnız bir şeyi hesaba katmamıştık Mustafa Kemal’i. Bağrımda İngiliz gururu olmasa Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.” diyerek Türkleri onurlandırmıştır.
Türkler savaştan korkup kaçmayan tek ulustur, vatanı için canını feda eden genç, kadın, yaşlı demeden elinden ne geliyorsa, vatan,bayrak toprak aşkıyla ülkesini savunan yegâne bir millettir.
O yüzden gururla her zaman dilimizde Ne Mutlu Türk’üm diyene.