İlkeli Söz; ‘Liseli aşıklar gibi’ ne güzel bir terim di mi? İnsan ömrü hayatında kaç kez bu duyguyu yaşayabilir ki…

Bugün bir mizah dergisi’nin 30 yıl önceki kapağı İle 30 yıl, 40 yıl önce yayınlanan mizah dergisinin, programlarının skeçleri ile bugünkü espriler, eleştiriler maalesef hala aynı. 

Kelimelerin ve Türk dilinin üstadı, her hikayesini panoromik bir manzara izlettirir gibi anlatarak zihinlerimize nakşeden, değerli yazar Sunay Akın’ın söylediği gibi, ‘bu ülkede kendimizi bildik bileli üniversite öğrencilerinin barınma sorunu var. Öğrenciler ev ve yurt bulmakta zorlanıyor, bulabilenler de yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalarak sömürülüyor.’

Maalesef bu sözlere katılmamak mümkün değil di mi?

Hele hele bugünkü kiraları, ev fiyatlarını düşününce?!...

Neredeyse imkansız oluyor öğrencilerin barınmaları? Bir yakınım 3 çocuklu bir aile, emekli anne ve babası. Eve hem anneden hem babadan emekli maaşı giriyor.

Fakat her şey maalesef o kadar ateş pahası ki kendilerinin karınlarını doyurmak şöyle dursun okuyan 3 çocuktan 2’si bu sene yüzde yüz burslu da olsa İstanbul’da birer üniversite kazandılar. Edirne’de oturan bu ailemizin maalesef çocukları İçin ekonomik şartlarda kalabilecekleri evlerinin standardında bir yurtları yok. Çaresiz bir çözüm arayışı içindeler.

30 yıl öncede sorun vardı, hala aynı sorunu artan şikayetlerle yaşamaya devam ediyoruz maalesef. Hele İstanbul’da. Bu kadar konut yatırımlarımız varken özellikle geleceğimiz gençlerimiz için neden spesifik çözümler üretemiyoruz. Yarım kalan projeler de öylece atıl bir vaziyette bekliyor. Bu konuda farklı projelere ait mağdur platformları sosyal medyalardan hükümete, Cumhurbaşkanımıza kamuoyu oluşturup seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bunca üniversite açılıyor beraberinde kalacak sorunu oluşuyor. Üniversiteleri açarken kapasitesi ölçüsünde otopark yapılıyor ama başka şehirlerden gelip kazanacağı ön görülerek öğrencilere barınma ihtiyacı doğrultusunda bir kapasite oluşturulmuyor, çözüm üretilmiyor maalesef. Sonra ebeveynler kara kara düşünüyor, biz zaten artan ekonomik şartların ağırlaşmadının yanında şimdi ne yapacağız diye.

Nasıl oluyor da yıllardır çözülemiyor bu sorun?

Neden çözülmek istenmiyor?

Dört bir yanı gökdelen işgalinde olan bu beton şehirde;  her yeni gün nur topu gibi siteler, residance'lar, plazalar yükselirken;
öğrenciler icin neden yurtlar yapılamıyor? 

Güzel ülkemde, üniversiteye girmek  mesele değil artık. Asıl mesele; başka şehirde kazandığın üniversiteye gidebilmek için yeni bir düzen kurabilmek!

Mevcut yurtlar hangi birine yetecek?

Adil olunması gereken çok hassas bir mesele bu. En çok ihtiyacı olan, başka çaresi olmayan gençlere, ailelere öncelik vermek elzem! 

O kadar çok tanık oldum ki, kalacak yeri olmadığı için, yurt bulamadığı için okumaktan vazgeçenlere. 

"Hocam hem kira hem geçimi karşılamak mümkün değil" diyor aileler maalesef.

1972 'de yayın hayatına başlayan Türkiye' nin en çok satmış, kült dergisi; Gırgır. 

Halı altına süpürülüp, ört bas edilen konuları mizahi bir bakış açısıyla gün yüzüne çıkaran bu derginin adının "Gırgır" olması da bir tesadüf değil bana kalırsa. 

Öğrencilerin barınma meselesi de (gırgırla) halı altına süpürülebilecek gibi degil! 

30 yıl öncesine ait bu dergi kapağına baktıkça, hüzünlenip düşüncelere dalıyor musunuz siz de? 

Yurt ve kalacak yer bulamadıkları için bu gençleri bekleyen tehlikelerin sahiden farkında mıyız? 

Devlet eliyle dün Cumhurbaşkanımız barınmaya dair bir paket açıkladı. Tüm memleketimize hayırlı olmasını temenni ederiz. Umarım öğrencilerimiz için de bu paketin devamı genişleyerek gelir. Ve tabi ki yarım kalıp mağdur olan bir çok ailenin de mağduriyetlerini gidermek adına proje tamamlama çözümleri ivedilikle üretilir.