Yazar, oyuncu Ayşe Erbulak’ın sekizinci ve son kitabı ‘Gönüllü Sürgün’ raflara çıktı.
Herkesin çekip gitmeyi istediği, çekip giderse ne yapacağını bilemediği bir durumda; kırklı yaşlarındaki bir kadının bir Kuzey Avrupa ülkesi, Norveç’te yaşadıklarına tanık ve suç ortağı olmaya hazır mısınız?
Hayatı sıfırlamayı başarıp, yeni bir sayfa açmak, bilinmeyen iklimlere pupa yelken dümen kırmak zordur aslında. Eyvah yanlış mı yaptım, diye düşünür insan. Cesaretini yitirir.
Geride bıraktıklarını özler ister istemez. Yedekte belki bir pişmanlık duygusu bile vardır.
Kim bilir?
Gönüllü Sürgün’de Ayşe Erbulak insana ait ve insana dair olan hemen her şeyi anlatmış.
Marifet kendine gönüllü sürgün ilan etmiş Yasemin kadar mücadeleci, sevgi dolu olabilmekte. Ve onun kadar dürüst…
Her saniyesiyle hak edilmiş bir sevgi yaşamıştı Yasemin ile Per Kristian. Hayatlarının satır başlarında güzel duygular vardı. Onlar bu duygulara ihanet etmemişler hiç. Zamana göğüs germiş, meydan okumuşlar. Taa ki 8 Ağustos tarihine kadar. Ve bir gün Yasemin şu soruyu soruyor kendine; “Acaba diyorum, şimdi onu bırakıp gitsem, çok mu korkunç bir suç işlemiş olurum?”
Gönüllü Sürgün, hiç kuşkusuz Ayşe Erbulak’ın yazar olarak eriştiği bir başka doruk. Akıcı, duru bir anlatım, okuru bir anda tutsak eden, baştan çıkaran bir kurgu… Ayşe Erbulak okuru öyle bir noktada sabitliyor ki, o noktada geçmiş, gelecek, şimdi hep var.
Füsun Erbulak’ın da katkıda bulunduğu; Refakatçi Bölümünü okurken, yoğun bir hüzün tabakasının içinde kilitli kaldığınızı, Yasemin ile yaşamın en keskin kavşaklarında yan yana yürüdüğünüzü fark etmek mümkün olacak.
Yazar Ayşe Erbulak ile on yıl kadar önce “Çok Şekerli Ölüm” ile “Polisiye Yazar olarak tanıştık. Ardından “Limoni Ölüm”, “Ödüllü Ölüm”,”9 Oda Cinayetleri”, “Anne Bak Kim Geldi” ve tüm zamanları alt üst eden “Cinayet Sınıfı Başkanı” ile devam kitabı “Cinayet A.Ş” gelmişti.
Eksik Parça Yayınlarından çıkan Gönüllü Sürgün, okura söylenecek sözü olan bir roman.
Ayşe Erbulak’ın “good sence of humor”u ve (iyi mizah anlayış) his dünyası cümlelere yansımış. Sayfalar arasında duygudan duyguya geçtiğinizi ayrımsayacaksınız çok kez. Kitapta Demet Çaltepe editörlük yaparken kapak tasarımı da Serkan Cenker’e ait.
Yazar, oyuncu ve gazeteci Ayşe Erbulak, Altan Erbulak ve Altan (Aşkın) Erbulak'ın aynı isimli kızıdır. 16 yaşında Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarını kazandığında Cüneyt Gökçer'in önerisiyle mahkemeye başvurup adını Ayşe olarak değiştirdi.
Ankara Üniversitesi'ni bırakıp İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdi. Fakat babası Altan Erbulak 'ın diğer mesleği gazeteciliğe merak sarınca mezun olmadan ayrıldı. Güneş Gazetesi, Günaydın Gazetesi ve Sabah Gazetesi'nde çalıştı.
19 yaşında Rıza Külegeç ile evlendi ve oğlu oyuncu Dağhan Külegeç dünyaya geldi. İlk profesyonel sahne deneyimini 1987’de Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda Seçimler oyununda babası Altan Erbulak ile yaşadı. Ayşe Erbulak hayatının 12 yılını da Norveç’te geçirdi ve
bu dilden çeviriler de yapmakta.