Dün ilk orucumuzu tutup, sahurumuzu yapıp Ramazan ayını idrak etmeye başladık.
Hiç unutmam mahallemizin sevilen bir büyüğüne yine böyle Ramazan ayına yaklaştığımız günlerde, (mekanı cennet olsun rahmetli) “Şevki amca Ramazan ayı da geldi” demiştim. 
Cevaben, “Ramazan ayları kıyamete kadar her sene gelir, süresi biter gider; ama biz geliriz süremiz biter gideriz, gittik mi bir daha gelmeyiz” demişti.
Bu cevap beni çok duygulandırmıştı.
Söylediğim gibi nasipse Ramazan ayına giriyoruz her ne kadar Allah’ın 99 ismi olduğu biliniyor ise de din alimlerince Ramazan’ın Allah’ın adlarından biri olduğu söylenir. 
Bu nedenle Ramazan ayının sadece Ramazan şeklinde belirtilmemesi gerektiği ifade edilir.
Oysa Ramazan’ın sözlük anlamı için ay takviminin dokuzuncu ayı üç aylar için de ve dinimize göre kutsal sayılan ayların sonuncusu oruç ayı olarak açıklanmıştır. 
Bir diğer anlamı ise şiddetli ve yakıcı sıcaktır.
Ramazan Ayı, Kur’an-ı Kerim’de “Şehr-i Ramazan ellezi” olarak geçen mübarek bir ay olup Hz. Muhammed’e Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlanmış ve Kadir Gecesi de bu ay içindedir.
Müslümanlara farz kılınan kulluk görevi “oruç’’ bu ayda tutulur.
Oruç, Allah rızası için İslam’ın şartını yerine getirmektir.
İmsak vaktinden iftar vaktine kadar, bilinçli olarak boğazına, eline, diline, beline kısacası nefsine sahip olma eylemidir.
Oruç tutmakla, Allah’a olan yükümlülüğümüzü yerine getirirken aynı zamanda on bir ay boyunca sistemli bir şekilde çalışan organlarımızı, bir ay süreyle bir anlamda bakım ve onarıma sokmuş oluyoruz
Her Müslümana oruç farz kılınmışsa da hasta veya seferi (yolcu) olanlar, diğer günlerde tutamadıkları oruç günlerini kaza yapabilecekleri gibi, şifa umudu olmayan kişilerin ise bir fakiri doyurabilecek miktarda fidye vermeleri gerekir.
Hayırlısıyla bu mübarek ayda oruç farzımızı yerine getirip Ramazan Bayramı’na ulaşıp görmeyi nasip eder inşallah cümlemize Cenabı-Allah.