Depremde binlerce insan yakınlarının acısını yaşasa da hayat bir şekilde devam ediyor. Depremzedelerin ve depremde yakınlarını kaybedenlerin bazı hakları bulunuyor.

Kahramanmaraş depreminde 50 bin 783 vatandaşımız hayatını kaybetti. Kimisi ailesini, kimisi akrabasını kimisi dostunu, iş arkadaşını bu korkunç afette toprağa verdi. Tüm bu acılara rağmen, geride kalanlar ne olura olsun mücadele etmeye, hayata tutunmaya çalışıyor. Bununla birlikte depremde ölen vatandaşların yakınları için tanınan bazı haklar bulunuyor. Tüm bu hakları Avukat Ayşe Hüseyinoğlu, Gazete Yazıyor'a anlattı. Hüseyinoğlu, depremde hayatını kaybeden kişinin mirasından yararlanmak, ölen kişinin iş yerindeki kıdem tazminatını almak gibi bazı hakları olduğunu belirterek, nasıl bir süreç izlenmesi gerektiğini açıkladı.

MİRAS HAKKI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Yakınını depremde kaybedenler mirasçılık belgesi alabilmek için nasıl bir yol izlemeli, neler yapmalıdır?

Deprem sonucu yakınını kaybeden bir kişinin, ölenin yasal mirasçısı olduğunu ispat edebilmesi için öncelikle mirasçılık belgesi (veraset ilamı) alması gerekir. Yasal mirasçılardan herhangi biri, noterliğe yahut oturduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvuruda bulunarak mirasçılık belgesi talep edebilir. Başvuran noterliğe, başvuranın TC kimlik numarasının yazılı olduğu kimlik belgesi, yasal temsilcinin veya vekilin başvurması hâlinde temsilci olduğunu ispat eden belge (mahkeme kararı, vekâletname vs.) ile başvurabilir. Başvuran sulh hukuk mahkemesine ise; dilekçe yanında başvuranın TC kimlik numarasının yazılı olduğu kimlik belgesi, ölenin nüfus kayıt örneği, ölüm belgesi, yasal temsilcinin veya vekilin başvurması hâlinde temsilci olduğunu ispat eden belge (mahkeme kararı, vekâletname vs.) ile başvurabilir.

Böyle bir afet durumunda, mirasçılık belgesi almaya engel teşkil eden durumlar var mıdır?

Cesedine ulaşılamayan kişilerin yasal mirasçılarının mirasçılık haklarından faydalanmaya başlayabilmeleri için kişilerin kaybolma tarihlerinin üzerinden belirli yasal sürelerin geçmiş olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra; nüfus kayıtlarına göre yasal mirasçı olmayanlar, nüfus sicil müdürlüğüne ölüm belgesi bildirilemediği için nüfus kayıtlarında halen sağ görünen kişilerin mirasçıları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar veya çift vatandaşlık durumu olanlar, noterlikten mirasçılık belgesi alamazlar. Bu kişilerin mirasçılık belgesi alabilmesi için sulh hukuk mahkemelerine başvurmaları kaçınılmazdır.

DAVA AÇMAK İÇİN 20 YIL SÜRE VAR

Depremde mal kaybı yaşayan, oturduğu evi hasar alan veya yıkılan depremzedeler kimlere yönelik tazminat davaları açabilirler?

Depremde mal kaybı yaşayan, oturduğu evi hasar alan veya yıkılan depremzedeler, ev sahibi ise müteahhide karşı, kiracı ise ev sahibine karşı meydana gelen zararların tazmini için depremin gerçekleştiği tarihten itibaren 20 yıl içinde dava açabilir.

Ev sahibine açılan davada süreç nasıl ilerler?

Bu hususta ev sahibinin hem hukuki hem de cezai boyutta sorumluluğuna gidilebilir. Deprem sonucu binanın yıkılmasıyla bir ölüm yahut yaralanma meydana gelmişse ve binanın yıkılmasında ev sahibinin kusuru bulunmaktaysa, örneğin sağlam bir bina ev sahibinin kolon kesmesi sonucu yıkılmışsa, burada ev sahibinin cezai sorumluluğuna gidilebilecektir. Ev sahibi hakkında suç duyurusunda bulunulabilecektir. Bunun yanı sıra; kiracılar meydana gelen zararların tazmini için ev sahiplerine karşı tazminat davası açabilirler.

Ölen bir depremzedenin yakını, depremde hayatını kaybeden kişinin kıdem tazminatı gibi haklarını alabilir mi? Bunun için ne yapmalılar?

Ölen bir depremzedenin yasal mirasçıcı, mirasçı olduğunu belgeleyerek, işverene karşı açacağı iş davasıyla ölen kişinin kıdem tazminatını talep edebilir. Kıdem tazminatına hak kazanılması için, depremde hayatını kaybeden işçinin en az 1 yıllık kıdeminin olması gerekir. Kıdem tazminatı, işçinin vefatı tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde istenebilir.


İŞÇİLER İŞTEN ÇIKARILAMAZ

Deprem bölgesinde işten çıkarma yasağının kapsamı ne şekildedir?

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile deprem bölgesinde işten çıkarma yasağı uygulanmaya başladı. İşten çıkarma yasağının istisnaları ise; ahlak ve iyi niyet kurallarına uymamak, işyerinin kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesidir. Bu istisnalar dışında işverenler işten çıkarma yasağına uymakla yükümlüdürler. Sayılı istisnalar dışında işten çıkarma yasağı ihlal edilerek işten çıkarılan işçilerin, dava yoluyla işe iadelerini yahut işçilik haklarını talep etme hakları mevcuttur.