Cumhurbaşkanlığı seçim anketlerinde kamuoyu araştırma şirketlerinin çoğu, oy oranlarını tutturamadı.

Anket şirketlerinin bu başarısızlığının nedenini Siyaset Bilimci Profesör Doktor Emre Erdoğan, Gazete Yazıyor okurları için değerlendirdi.

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandıkların yüzde 99.9'u açıldı. Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 49.51'ini, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44.48'ini, Sinan Oğan yüzde 5.17'sini, Muharrem İnce yüzde 0.44'ünü aldı. Bu sonuçlarla birlikte anket şirketlerinin öngörüsü de tutmamış oldu. 12 önemli anket şirketinden sadece 2'si en fazla oyu Erdoğan'ın alacağını tuttursa da yüzde 50'yi geçeceği öngörüsünde yanıldı. Kamuoyu araştırma şirketlerinin seçimlerdeki bu başarısızlığının nedenini, Prof. Dr. Emre Erdoğan'a sorduk. Neredeyse her seçimde yapılan anketlerin başarısız olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Erdoğan, önemli noktalara değindi.


"ANKET YÖNTEMİ HATALI" 

Kamuoyunun bilgisine sunulan anketlerin yöntemleri konusunda bazı sorunlar var. Hemen hepsi telefonla yapılan anketler. Bazı metot sorunlarından biri örneklem. Türkiye'deki seçmeni temsil edecek örneklemi nasıl oluşturuyolar? Her kesime erişebiliyorlar mı? Eskiden olduğu gibi rehber yok, dijital veri tabanı da yok. Telefonla kimlere eriştikleri ciddi bir tartışma konusu. 

İkincisi, telefonla anket yapmak doğru bir yöntem değil. Aranan kişiler tanımadıkları kişilere samimi yanıt vermeyebilirler, başka bir yanıt verebilirler. Karşıdakileri yönlendirmek isteyebilirler. Özellikle de telefonların dinlemesiyle ilgili bir kaygı varken yanıtlar samimi olmayabilir.


DEPREM BÖLGESİ SORU İŞARETİ

Üçüncüsü, deprem bölgesi. 12 milyon kişinin etkilendiği bölgede anketler nasıl yapıldı, sistematik olarak dışarıda bırakılan bir kesim var mı, bu ciddi bir sorun. Bunun da ötesinde bu verilerin nasıl analiz edildiğini de bilmiyoruz. Kararsızları nasıl dağıttıklarını bilmiyoruz. Sorulan soruları bilmiyoruz. Kimin finanse ettiğini bilmiyoruz. Kimlerin para verdiğini bilmiyoruz bu da ciddi bir sorun.


Tüm bunlar üst üste geldiğinde yapılan işin yanlışlığı ortada. Telefon örneklemiyle, üstüne üstlük seçim yasağı varken anketler yapıldı. YSK'nın kararına göre seçime 10 gün kala anket sonuçlarının yayınlanması yasak, insanların kararları manipüle edilmesin diye. Seçim anketi hassas bir konu. Kamuoyu araştırmalarında metodoloji ve etiğe uyulmuyor.

SEÇİM ANKETLERİ İÇİN EN DOĞRU YÖNTEM

Seçim anketlerinde çok hafif bir anketle yüzde yapılması gerekir. Önceki sorularla yönlendirme yapılmamalı. Büyük sayıdan ziyade geniş bir örneklem gerekir. Hanelerde yapılan bir anketle yapılabilir. Şöyle bir gerçek de var. Esas bilinmesi gereken kim, neden, kime oy verdi. Örneğin kadınlar, erkekler, gençler kime oy verdi. Türkiye'deki 191 bin sandığı temsil edecek bir örneklem oluşturulması önemli.

Bir diğer sağlıklı yöntem de sandık çıkış anketi. Bunu yapmak çok kolay değil, çünkü Türkiye'de sandıklara çok yaklaşılmıyor. Bu yöntemde, her kesimi temsil edecek şekilde belirli sandıklar seçilerek oy sayımı yapılıyor ve seçim sonucu büyük oranda tutuyor.

MUHARREM İNCE'NİN ÇEKİLMESİ ETKİLEDİ Mİ?

Cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce'nin çekilmesi de etkili olabilir. 3-4 puan seçmeni var. Bu seçmenin nereye gittiğini göremiyoruz. Biz onları arasak bile doğru yanıt vermeyecekler. Bu da anketlerde bir etki yaratmış olabilir. Oylarının kaç kaç dağıldığını da bilmiyoruz. Kaçı Erdoğan'a gitti kaçı Kılıçdaroğlu'na gitti bilmiyoruz. İyi bir ankette bu da bilinir aslında ama biz bunları bilmiyoruz.