Türkiye’nin ilk ve tek kadın yazılımcı menajeri Gülşah Akın “Bu sektörde akıl ve zekâ konuşur. İşi akıl savaşlarına döndürürüm”
Teknoloji ilerledikçe her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Teknolojik ve dijital gelişmeler hayatımızın her alanında yer almakta.
Bu yüzden yazılım sektörü günümüzde vazgeçilmez alanların başında geliyor. Gençlerin de en çok tercih ettikleri meslek dallarından birisi de ‘Yazılım Mühendisliği’ ya da ‘Yazılım’ ile ilgili alanlar oluyor.
Yazılım mühendisliğinin ne olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Peki, siz hiç ‘Yazılım Menajerliğini’ duydunuz mu? Ne işe yarar? Yazılım Mühendisliği ve Menajerliği arasındaki farklar nelerdir?
İşte, biz de uçsuz bucaksız bir deniz diyebileceğimiz yazılım sektörünün içerisinde yer alan, müthiş zekâ seviyesine, planlama, pazarlama yeteneğine sahip “Bu sektörde akıl ve zekâ konuşur. İşi akıl savaşlarına döndürürüm” diyen Türkiye’nin ilk ve tek kadın yazılımcı menajeri Gülşah Akın ile yazılım menajerliği hakkında röportaj gerçekleştirdik.
Gazete Yazıyor muhabiri Senay Güncavar, merak edilenleri sordu. Gülşah Akın cevapladı.
Öncelikle sizi tanıyalım Gülşah Akın kimdir?
1982 Hatay / İskenderun doğumluyum. Aileme, arkadaşlarıma yaşadığım topraklara bağlı, meraklı, birleştiren biriyim. Her insanın kendine dair bulunduğu ortama göre farklı kişilikleri vardır. Fakat bunu genç yaşlarda pek fark edemez, deneyimleyerek ve insan tanıyarak öğrenir. Ben bu konuda kişiliğimin hemen hemen olgunlaştığını düşünüyorum. Mutlu bir insanım.
Kariyerinize nasıl başladınız?
Lise sona kadar İskenderun daha sonra Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümüne geçtim. Okurken birçok sektörü de tanımak adına fuarlarda çalıştım. İngilizcemin iyi olması da bana birçok sektörün ve şirketin kapısını açıyordu.
Çok meraklıydım ve hala da merak seviyem hiç düşmedi. Okulumu bitirdikten sonra öğretmenlik yapamayacağıma karar verdim ve üniversite bilgilerim ve tiyatro eğitimimle özel şirketlerde çalışmaya başladım. Gıda, sağlık, etkinlik, ihracat ve ithalat, reklam gibi birçok alanda deneyimlerim oldu. Çünkü tek bir sektör değil hemen hepsinin dinamiklerini merak ediyordum.
Satış ve daha sonra networküm arttıkça iş geliştirme tarafına da geçtim. Şu anda da sektör bağımsız, cinsiyet kavramının önemsiz olduğu ve şimdi ile gelecek arasındaki bağı kurak teknoloji ve yazılım tarafında kendi şirketimle ilerliyorum.
Kariyer yolculuğunuzda en çok zorlandığınız kısımlar neler oldu?
Yeniden başlamak. Merak ve farklı sektörleri öğrenmek ne kadar heyecan verici gelse de iş bulduğumda yeni bir sektörü öğrenmek, dinamiklerini, işleyişini, networkünü anlamak zaman alıcı bir serüven. O yüzden acaba tek bir konuda mı uzmanlaşsaydım acaba derken bana çok lezzetli gelen teknoloji beni kurtardı diyebilirim.
Çünkü bir konuda bilirkişi ve aranan olabilmek çok değerli. Fakat o bir konuyu bilirken de başka alanların dinamiklerini ve ihtiyaçlarını, bizimle olan bağlantısını da öğrenmek önemli. Ben teknolojiyi seçene kadar belki vakit kaybettim ama çok şey öğrendim ve öğreniyorum.
“BU SEKTÖRDE AKIL VE ZEKA KONUŞUR”
Sadece kadın olduğunuz için dışlandığınız durumlar oldu mu?
Asla olmadı çünkü izin vermem. İşi akıl savaşlarına döndürebilirim. Bu konuda çok netimdir. Teknolojiyi seçmemin en güzel nedeni de budur.
Çünkü bu sektörde akıl ve zekâ konuşur. Kadın erkek eşitliğiyse konu erkekler bizim kültürel yapımıza göre, kadınlardan önde başlıyor.
Fakat bu yeni nesil için biraz daha farklı. Her nesil kendine özellikle dijitalleşmeden yani sosyal medyadan sonra +1 koyarak gelişiyor.
Uzmanları Youtube'dan dinleyerek, instagramdaki influencer uzmanları takip ederek de gelişiyoruz. Bilgi çok çabuk yayılıyor ve bunun sonucunda da sürdürülebilir kalkınma hedeflerine bir adım daha yaklaşıyoruz.
Yazılımcı menajerliği nedir? Neleri kapsıyor?
Yazılımcı menajerliği, şirketimin verdiği bir hizmettir. Her ne kadar tekil olarak akla gelse de kendi alanında uzman, ticari kaşesi olan, referansları tarafımızca teyitli ve ahlaklı öncelikle Türk Bilişim firmalarının menajerliğini kapsar.
Onları lokal ve globalde marka ve projelerle birleştirirken, projelerin süreç yönetimini gerçekleştiriyoruz. Bilişim sektörünü daha anlaşılır kılıyoruz.
Mesela ‘Yapay Zekâ’ ile uğraşan bir bilişim firmasına e-ticaret sitesi yapımı ya da telefon uygulaması projesiyle gidilemeyeceğini iletiyoruz.
Bilişim firmalarımızın ellerindeki projeleri yapma sürecindeyken ne kadar hassas ve özel işler yaptıklarını, bu konuda dünyayı değiştirebileceklerini iletiyoruz. Proje sürecinden marka ya da proje sahibinin, bilişim firması, bilişim firmasının da marka ya da proje sahibi rolüyle, aralarındaki proje bazlı ilişkinin daha sağlam ilerlemesini sağlıyoruz.
Böylece karşılıklı olarak hem vakit hem de nakit kaybı olmamakla birlikte projeleri sağlıklı şekilde bitiriyoruz.
“YANLIŞ ANLAŞILABİLİYORUM”
Türkiye’deki tek yazılımcı menajeri olmak nasıl bir his?
İlk ve tek olduğum için çok heyecanlı ve bir o kadar da zor. Özellikle beni duyan yazılımcılarda bir wow efekti oluyor.
Çünkü düşünsenize yazılımcının menajeri. Bence de çok havalı. Fakat biraz yanlış anlaşılıyorum. Biz bilişimin tüm kollarına sirayet eden önemli ve büyük proje işlerine hizmet veriyoruz. Yazılımcı Menajeri dediğimde beni headhunter ya da insan kaynakları işi yaptığımı düşünenler oluyor.
Hatta bu konuda bana gelen yazılımcı ve CV’ler o kadar çok ki yakın bir headhunter arkadaşımla iş birliği yaptık. Ona yönlendiriyorum, gelen yazılımcımızın da kalbini ve umudunu kırmıyorum.
Fakat belirttiğim gibi Yazılımcı Menajeri bilişim firmalarının menajerliğini kapsıyor. Ayrıca o bilişim firmasının da bazı önemli özellikleri ve kasları gelişmiş olmalı ki işbirlikçi firma listemize girebilsin. Bence bu da çok havalı değil mi?
Yazılım mühendisliği ve Yazılım menajerliği arasındaki farklar nelerdir?
Biri elma biri armut ama ikisi de meyve yani aynı familyadalar diyebilirim.
Ben yazılımla uğraşan firmaların tanıtımı, işlerinin gelişmesi, müşteri ilişkileri ve projelerinin süreç yönetimini yaparak onları rahatlatıyorum. Herkes her işi yapamaz. O yüzden herkes bildiği ve sevdiği işi yapmalı.
PROGRAMLAMA YA DA KODLAMA DİLLERİ BİLMENİZE GEREK YOK
Nasıl yazılım menajeri olunur?
Öncelikle yazılımcıların dünyasını anlamak gerekiyor. Yaptıkları işteki uzmanlıktan çok işlerinin onların bilişsel, duygusal ve fiziksel olarak durumlarını bilmek ve anlamak gerekiyor.
Yazılımcı Menajeri olmak için programlama ya da kodlama dilleri bilmenize ve işi aktif olarak yapmanıza gerek yok. Ben her ne kadar uzun zamandır bu işin içerisinde aynı bazılarının “İngilizce anlıyorum ama konuşamıyorum.” cümlesiyle eşdeğer duygulara sahibim.
Çünkü ne, ne işe yarar hemen hemen biliyorum fakat bilgisayar başına geçince “Hello World” yazamam.
ÖNCE GÜVEN VERMELİSİNİZ
Yazılımcı Menajeri olmak için iletişimde sıkı olmalısınız. Kendinizi ve projeyi ifade ederken yazılımcı firmaya ve oradaki çalışanlara güven vermelisiniz.
Karşılıklı güven ortamı oluştuktan sonra hangi iş ilişkisi olursa olsun, birlikte çalışılsın ya da çalışılmasın asla iki tarafın sırtı yere gelmez. Yazılımcılar ve tabi ki bununla beraber bilişim şirketleri değerlerinin bilinmesini istiyorlar.
Her meslek dalı ve sektörü gibi çok odaklı işler yapıyorlar. Mesela sağlık sektöründe bir doktor halk arasında nasıl ehemmiyetli bir bilinirliği varsa yazılımcıların da öyle olması gerekiyor.
Fakat bilgisayar ve internet son 20 senedir bizimle. Çok genç bir kesime hitap ediyor hala ve geçmiş jenerasyona göre yapılan iş iki tıklama, çok önemli değil.
Özellikle gelişmek istemeyen ya da konvansiyonel tarafta olan şirketler, markalar yeni gelen akımları takip edemediğinden ve ayak uyduramadığından, ayak uydurmaya çalışsa bile işe nereden, kiminle, nasıl başlayacağını bilemediğinden, kendi normaliyle devam ediyor. Atağa geçip değişmek isteyenler bu konu için yatırımlar yapılması gerektiğini ve işin çok ciddi olduğunu da pek kavrayamıyorlar.
Bu yüzden hem vakit hem de nakit kaybediyorlar. Sabırlı, üretken ve yenilseler bile yenilginin öğrenim yolunun bir parçası olduğunu kabul ederek bu işe başlamalılar.
Hepimizi derinden etkileyen bir deprem yaşadık ve hala bu depremin etkisinden çıkabilmiş değiliz.
Deprem sonrasında sosyal medyanızda bir paylaşım yapmıştınız İskenderun geleceğin ‘Silikon Vadisi’ olabilir şeklinde bunun için bir çalışma faaliyeti var mı? Varsa İskenderun için geleceğin teknoloji şehri diyebilir miyiz?
“İSKENDERUN’DA NEDEN SİLİKON VADİSİ OLMASIN Kİ”
İnsanı insan yapan hayalleridir, umududur, vazgeçmemesidir. Bilgisi ve öğrendiğini yeni nesillere aktarabilmesidir.
Ben bu inanılmaz acılara sebep olan afette çok acılar çektim ve çekiyorum. Doğup büyüdüğüm topraklar yerle bir oldu. Güzel yüzlü insanlarımız hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Deprem korkusuyla başka yerlere göç etmek zorunda kalan halkımı tekrar huzurlu ve verimli topraklarına çağırmada rolümün olduğuna inanıyorum.
Alanım olan teknoloji ve yazılım konusundan deprem öncesinde de İskenderun’da da palmiyeler var neden ‘Silikon Vadisi’ olmasın gibi esprili Linkedin postlarımla insanlara farkındalık yaratmaya çalışıyordum.
İskenderun jeopolitik ve kültürel yapısı, doğası nedeniyle teknoloji üssü olabilecek bir bölge. Ben San Francisco’ya gittiğimde aldığım hissiyat, İskenderun’u da bu konuda geliştirmek üzerineydi.
Şu anda deprem bölgeleri hakkında okuduğum uluslararası makalelere ve tezlere göre zemin bakımından en güvenilir bölgelerden biri.
Fakat maddi ve manevi kayıplarımızdan dolayı tekrar 11 ilin ve en büyük hasarı alan Hatay’ın tekrar ayağa kalkması zaman alacak.
Bu zaman içerisinde herkesin kendince rolleri ve projeleri var. Şimdi afet bölgesine giderek güzel ve teknolojik projelere imzalar atmanın heyecanı içerisindeyim.
Mekân bizim için önem arz etmiyor. Fakat işimizi İskenderun’da yapmak birçok tersine göç etmek isteyen insan için, oralara yatırım yapmak isteyen şirketler ve markalar için de güzel bir örnek olacak. Özellikle bu konuda eşim ve ailemin desteğini almak benim için gerçekten çok değerliydi.
“ÖNCELİKLE İNSANLARI TANIMALARI VE ÖĞRENMELERİ GEREK”
Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Gençlere en büyük tavsiyem hangi alanda eğitim görürlerse görsünler, özel ya da kurumsal şirketlerde çalışmak istesinler ya da istemesinler, gelişimleri sürecinde bazı bilgileri deneyimlemeden önce edinmeleri gerekiyor.
Öncelikle insanı tanımaları ve öğrenmeleri gerek. Bu konuda youtube, udemy gibi eğitim sağlayıcı uygulamalardan kendi gelişimlerine katkı sağlayabilirler.
İletişim, pazarlama, satış gibi konuları mutlaka hangi yolda ilerlerse ilerlesinler önceden öğrenmeleri gerekiyor. Artık yabancı dil demek istemiyorum çünkü o da artık zorunlu.
Benim İngilizce bilgim bana çok güzel kapılar açtı. Eğitim fakültesinde edindiğim insana bir konuyu öğretmek üzerine aldığım formasyonu ürün tanıtımı ve iş geliştirmede kullanıyorum.
Üniversitedeyken aldığım tiyatro eğitimini sunumlarımla ve network kazanırken kullanıyorum. Fakat seneler önce biri ya da birileri bana bu cümleleri etseydi şu anda daha hızlı hayata ve iş yaşamına atılmış olurdum.
Gençlikten çok öğrenecek konumuz var fakat onlar bize öğretirken iletişimleri kuvvetli ve her yaşa hitap eder şekilde olmalı. Yoksa gençlerimize ukala, çokbilmiş, deneyimsiz, hadsiz vs gibi birçok manasız sıfat takıyoruz.
Aslında yordamını ve yolunu bilmiyor. Yolda kaşı gözünü yararak öğreneceğine ve vakit kaybedeceğine kendisini geliştirecek yolları önceden bilmesi ona hem vakit hem de nakit kazandıracaktır.