Kişiliğimiz, genetik faktörlerin yanı sıra çocukluk ve gençlik dönemindeki sosyal çevrenin etkisiyle oluşuyor diyor uzmanlarımız.

Bir çoğumuzun kendisinde sevdiği ve beğendiği birtakım özellikleri vardır. Ve her insan başkaları tarafından sevilmek, takdir görmek, beğenilmek ister. Son zamanlarda narsisizm hakkında birçok konu duymaktayız. 

Peki, narsisizm kaynağı nereden geliyor biliyor musunuz? Ya da gizli Narsisizm nedir?

Gazete Yazıyor muhabirimiz Senay Güncavar Uzman Psikolog Ramazan Saygın Şimşek’e Narsisizmle ilgili bilinmeyenleri sordu.

Bu tarz istek ve ihtiyaçların kişide belli miktarda bulunması, kişinin benlik saygısını olumlu anlamda etkileyeceğini belirtiyor Uzm. Psikolog Ramazan Şimşek ve ekliyor “Ancak aşırıya kaçan her özellik gibi Narsisizm’in de aşırısı patolojiktir” diyor.

Biz sorduk, Uzm. Psikolog Ramazan Saygın Şimşek cevapladı. İşte detaylar…


Narsisizm konusunda çok şey söyleniyor. Bunun kaynağı nereden geliyor?

Narsisizm babadan geliyor. Yani çocukken babadan alınamayan takdir, onay ve şefkatin yarattığı o eksiklik ve eziklik duygusunu gidermek için çocuk böyle bir savunma mekanizması geliştiriyor. O nedenle bu kişiler beğenilme, takdir edilme, eleştirilme konusunda çok hassas ve zayıf olurlar ve o zayıflığı kapatmak içinde narsisizm aslında psikolojiye göre bir kalkandır. 


Yetişkinlikte tedavisi en zor vakalardan biri olduğunu biliyoruz. Tedaviye bile gelmezler. Bu konuda neler demek istersiniz?

Tabi ki, narsisizm aslında bir anlamda sarımsak sorunudur. Yani kendi rahatsız olmaz, çevreyi rahatsız eder. Klinik anlamda da çevreyi hasta eder. Babaysa ev ahalisini, yöneticiyse çalışanları tabiri caizse çileden çıkarır. 
Hocam örneğiniz erkek üzerinden.

Narsisizm bir erkek sorunu diyebilir miyiz?

Evet, genel de bir erkek sorunudur. Kadınlarda daha az görülmektedir ama kadınlardaki görülen Narsisizm’in formu erkektekinden çok farklıdır. Bununla beraber kadınlarda narsisizm eğilimi olan kadınların, maskülünü de yani erkeksi yönleri de yüksektir. 

Bazıları çok belirgin oluyor bazılarını da anlamak çok zor. 
Tabi şimdi bizim bahsettiğimiz kişilik bozukluğu düzeyinde olan yani patolojik düzeyde olandır. Yoksa her insan da az ya da çok narsistik eğilimler vardır ve olmalıdır da. 


Peki, zor anlaşılanlar için bir ipucu istesek?

 Düz ve dik şekilde durduğunuzu düşünün. Burnunuzla yerin arasında 90 derecelik bir açı oluyor. Narsistler genellikle yukarı doğru yani bu açıdan yüz onlara yüz yirmilere çıkar. Her zaman değil ama hassas oldukları konularda sıklıkla burun açıları yukarı doğru çıkar. Bu düzeyden anlayabilirim. Eğer çok zeki ve dikkatliyse bu açıyı kontrol ederler 
ama burun deliklerini kontrol 
edemezler. 

Gizli Narsisizm:


Kırılgan Narsisizm. Aslında iki türlü Narsisizm var. Birincisi çok bilinen konuşulan Grandiyöz yani büyüklenmeci narsisizm bir de pek bilinmeyen, sayıca da çok olan kırılgan narsisizm. 

Peki, bu kişileri nasıl tanırız?

Bu kişilerin en belirgin özelliği yoğun kaygı yaşamalarıdır. Bazen dışarıdan görünebilir ya da görünmeyebilir ama içlerinde yoğun kaygı yaşarlar. Dışarıdan nasıl göründükleri hakkında, onlarla ilgili ne düşünüldüğü konusunda çok hassastırlar. 

Bu nedenle eleştirilme konusunda da çok hassas olurlar. Statülü görünmek, genç ve güzel görünmek, yakışıklı görünmek, takdir edilmek. Aslında yoksul görünmemek onlar için önemli konulardır. Bir kısmı bu dünyaya insanlara yardım etmek şifa vermek için gönderilmiş gibi hissedebilirler. 

Birçok konuda donanımlı olsa da çok çaba sarf ediyor olsa da içlerinde sıklıkla yetersizlik hissi ve boşluk hissi yaşarlar. Utanç duyulacak bir şey yapmak onların en korktuğu şeydir. Büyüklenmecilerde utanç duygusu çok pasiftir. Ama kırılganlarda daha aktiftir. Aman insanları kırmayayım, üzmeyeyim insanlar ile kötü olmayayım diye çok çaba sarf ederler. 

Bu duyguları çok baskın olur.  Bu nedenle iyi niyetleri çoğu zaman kötü insanlar tarafından suistimal edilmiş olabilir. Bu anlamda aslında kurban psikolojisine de yatkındırlar. Aşırı fedakârlık davranışları gösterirler. Öfkelerini bastırırlar ama bir patlarlarsa tam patlarlar. Bu belirtilerden de anlaşılacağı gibi kırılgan narsisizm yaşayanların sayısı aslında diğerlerinden çok daha fazladır. 

İleride bu durumun oluşmaması için anne ve babalara tavsiyeleriniz nelerdir?

Aslında bu bence en önemli soru. Çünkü yetişkinlik dönemindeki narsisizm sorunu yaşayan insanlar kolay kolay tedaviye gelmezler. Gelseler bile çok uzun süren bir süreçleri vardır. O yüzden çocukken ele almak gerekiyor ve buradaki en önemli konu şu aslında. 

Babadan geldiğini söylemiştik ya babasının gücünü, babasına karşı duyduğu korkuyu kendi içinde öldüremeyen bir erkek asla ruhsal ve duygusal anlamda güçlü ve bağımsız bir erkek olamaz. Aslında erkek olmanın ilk kuralıdır. O nedenle 5 yaşında ve lise döneminde babaya karşı ufak çıkışlar yükselmeler iyidir. Belli bir seviyeye kadar izin vermek gerekir. Olası narsisizmin de organik tedavisi budur.

RÖPORTAJ: SENAY GÜNCAVAR