Kanser, diyabet, kolesterol ve diğer kronik rahatsızlıklara karşı etkili olan fonksiyonel beslenme ve Akdeniz diyeti, son dönemlerde Türkiye’de de popüler bir şekilde tercih ediliyor.
HEM KANSERDEN KORUNUN HEM DE RUH SAĞLIĞINIZI KORUYUN
Kanser, diyabet, kolesterol ve diğer kronik rahatsızlıklara karşı etkili olan fonksiyonel beslenme ve Akdeniz diyeti, son dönemlerde Türkiye’de de popüler bir şekilde tercih ediliyor. Peki, birçok kişinin yaşam şekli olarak benimsediği Akdeniz diyetinin ve fonksiyonel beslenmenin faydaları nelerdir biliyor musunuz? Detaylar röportajımızda.
Uzm. Dyt. Başak Satar, kanser, diyabet, yüksek kolesterol ve diğer kronik rahatsızlıklara karşı adeta kalkan görevi gören Akdeniz diyeti ile fonksiyonel beslenme hakkında merak edilenleri Gazete Yazıyor okuyucuları için cevapladı.
Son dönemlerde insanların yaşam biçimi olan Akdeniz diyeti ya da Akdeniz beslenme şekli nedir?
Dünya genelinde uygulanan birçok beslenme türü ve diyet biçimi var. Bunlardan biri sağlık üzerine birçok olumlu etkiye sahip olan ve kabul görmüş olan Akdeniz diyeti olarak da bilinen Akdeniz tipi beslenmedir. Temel olarak Akdeniz diyeti; bol miktarda meyve ve sebze, tahıl, kuru baklagiller, sert kabuklu meyveler ile yüksek miktarda posa, orta miktarda balık ve tavuk (2-4 kez/hafta), düşük düzeyde kırmızı et (1-2 kez/ay) içeren, zeytinyağından zengin, doymuş yağlardan fakir bir beslenme şeklidir. Akdeniz diyeti içerdiği vitamin, mineral ve fonksiyonel bileşiklerinin çeşitliliği sayesinde genel olarak antioksidan kapasitesi yüksek ve antiinflamatuar bir özelliğe sahiptir.
Diyet mi yaşam biçimi mi? Doğrusu ne olmalıdır?
Akdeniz tarzı beslenme, makro besin ögesi dengesi yanı sıra mikro besin ögeleri ile de oksidasyonla mücadeleye katkıda bulunarak organizmanın sağlığını desteklemektedir. A vitamini farklı formlarıyla antioksidan özelliklere sahiptir ve DNA'yı oksidatif hasara karşı korur. Akdeniz diyeti, sadece bir diyet planı olmak yerine bir yaşam tarzı olarak benimsenmeli ve sürdürülebilir olmalıdır. Ayrıca, kanser gibi birçok dejeneratif hastalık riskini azaltması nedeniyle sağlığı koruma etkisine sahiptir. Bu nedenle, Akdeniz tarzı beslenme bir yaşam biçimi olarak ele alınmalıdır.
AKDENİZ DİYETİ TÜMÖR BÜYÜMESİNİ AZALTABİLİR
Akkdeniz diyeti tümör büyümesini azaltabilir mi?
Kanser, kontrolsüz bir şekilde hızla çoğalan sağlıksız hücrelerin mutasyon sonucu oluşan bir hastalık olarak tanımlanır. Bu hastalık tespit edilene kadar “tümör”, “kitle”, “yumru”, “nodül” veya “lezyon” gibi farklı adlarla anılabilir. Tümörler, kişinin beslenme durumuna, fizyolojik özelliklerine, kanser türüne ve tedavi yöntemine bağlı olarak iyi huylu veya kötü huylu olarak sınıflandırılabilir. Ara sıra Akdeniz diyeti içerisindeki çeşitli besin maddelerinin kanserden koruyucu etkisi olduğuna dair çalışmalar ortaya çıkmaktadır. Ancak Akdeniz diyetinin sağlık yararı, tek bir besin türünden ziyade diyetin genel enerji dengesi, makro ve mikro besin içeriği ve biyoaktif bileşenlerin toplam etkisinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, Akdeniz diyetinde işlenmiş ürünlere yer verilmemesi ve zararlı bileşiklerin oluşumunu tetikleyen pişirme yöntemlerinin kullanılmaması da diyetin ekstra faydaları arasında sayılabilir. Akdeniz diyeti tümör büyümesini azaltabilir diyebiliriz.
BESİN PİŞİRME VE SAKLAMA YÖNTEMLERİ RİSK TAŞIYOR
Besinleri pişirirken neye dikkat etmek gerekiyor?
Beslenme modellerinin incelenmesi, besin örüntülerinin yanı sıra besin pişirme ve saklama yöntemlerinin de belirli riskler taşıdığını göstermektedir. Özellikle kızartma, kavurma, tuzlama ve tütsüleme işlemleri sırasında karsinojenik bileşiklerin arttığı belirlenmiştir. Bu bileşikler, karaciğer, böbrek ve diğer dokularda birikme eğiliminde olup, hücresel dengeyi bozarak kolon, meme, prostat kanseri riskini artırdığı bildirilmiştir. Bazı karsinojenik bileşikler, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından kanserojen olarak sınıflandırılmıştır ve mesane, akciğer ve cilt kanserleri için güçlü bir risk oluşturduğu vurgulanmaktadır.
FONKSİYONEL YAŞAM SADECE DÜZGÜN BESLENME DEĞİLDİR
Peki, fonksiyonel beslenme ve yaşam biçimi sağlığımıza ne katıyor?
Beden sağlığının korunmasına odaklanan fonksiyonel yaşam, kişinin hayatına beslenme alışkanlıklarından ruh sağlığına kadar her etkeni dâhil ettiği ve bu yöntemleri yaşam tarzıyla bütünleştirdiği bir yaklaşımdır. Fonksiyonel yaşam sadece beslenmeyle sınırlı düşünülmemeli; diyabet ve kalp hastalıkları gibi birçok rahatsızlığın iyileşmesine yardımcı olabilir. Kas, iskelet ve eklem sağlığımızı korumak için düzenli egzersiz ve spor da hayatımızın aktif bir parçası olmalıdır. Hareketsiz bir yaşam, kas ve eklem ağrılarına ek olarak sindirim sistemimizi de olumsuz etkiler. Sindirim sistemi sağlığının kötü etkilenmesi ise genel sağlık sistemimizi olumsuz yönde etkiler. Röportaj Senay GÜNCAVAR