Konservatuvar ve tiyatro geçmişi olan Ahu Sungur’la programını, tiyatroyu, yaşamın ona getirdiklerini, evliliğini, oğlunu, kısacası hayatı konuştuk.
DİZİ, SİNEMA VE TİYATRO OYUNCUSU AHU SUNGUR:
Birçok yönlü olan Sungur’un sesinin de şahane olduğunu biliyor musunuz?
"Adını Feriha Koydum" ve "O Hayat Benim" dizilerindeki karakterleri unutulmayan Ahu Sungur, 2002 yılından bu yana evli olduğu "Sihirli Annem" dizisinin 'Avni'si olarak bilinen usta oyuncu Suat Sungur ile mutlu bir evlilik sürdürüyor. Şimdilerde ise gerçek hayattaki hikâyelerin anlatıldığı, hafta sonları STAR TV'de izleyicileri ekran başına toplayan 'Bir Şansım Olsa'nın sunuculuğunu yapan Ahu Sungur’a ‘Gazete Yazıyor’ okurları için sorularımı yönelttim.
- Oyunculuk ateşi neyin etkisiyle ve nasıl düştü içinize ilk olarak? Size ‘Oyuncu olmalıyım’ dedirten neydi?
Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istedim hep. Küçükken ‘ne olacaksın’ diye sorduklarında anne ve oyuncu olacağım derdim hep.. İkisi de oldu çok şükür. Mesleğime aşığım. İlkokuldayken her sabah ama her sabah andımızı mutlaka ben okurdum. Sırayla olmaz mıydı diye soracaksınız şimdi. Evet normali sırayla olmasıydı. Fakat ben o gün andımızı kim okuyacaksa gidip ya yalvarırdım ben okuyayım diye ya da çikolata, şeker teklif ederdim sırasını versin diye. Bir şekilde o mikrofon hep benim elimdeydi. Bir süre sonra herkes alıştı bu duruma. Ya beni kendi halime bıraktılar ya da isteğimden ve çabamdan etkilenip karışmadılar. Okulun çok uzun merdivenleri vardı bahçeye uzanan. O merdivenlerin başındaydı kürsü ve mikrofon. Orası benim sahnemdi. Oraya çıkmak, onlarca kişiye hitap etmek benim için okula gitme sebebiydi. Sonra ortaokulda tiyatro kolunda attım sahneye kendimi. Atış o atış..
- Şan eğitimi de almışsınız. Sesiniz güzel mi?
Sesimin güzel olduğunu söylerler. Şarkı söylemeyi çok severim.
- Suat Sungur’la evlisiniz. Aynı meslekten biriyle evli olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Evliyiz evet… İyi ki… Avantajı, dezavantajından daha çok. Avantajı, birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Ruh halimizden, çalışma saatlerimizin düzensizliğine kadar karşılıklı birbirimizi çok iyi tolere ediyoruz. Dezavantajı, aynı anda mesleki kalp kırıklığı yaşamamız. Bazen denk geliyor. İkimiz de buruk yılgın kırılmış olabiliyoruz. Fakat birbirimizi hemen sarıp sarmalıyoruz.
- Kaç yıldır evlisiniz? Bunca yıl nasıl geçti peki?
21 yıl emekle geçti. En büyük şükür sebebiz ise oğlumuz Ege. 18 yıl Egemizle geçti. İki insanın bir araya gelmesi o kadar zor değil fakat hayatın tüm iniş çıkışlarına rağmen omuz omuza durması, birbirine koşulsuz ve çıkarsız emek vermesi, evlat sahibi olması, aile olması ve aile kalabilmesi çok kolay değil. Biz bunu başardık. Bu çok kıymetli. Paha biçilemez. Biz çok iyi anlaşan ve birbirini çok seven bir çiftiz. Yoldaşız, omuzdaşız, arkadaşız, sevgiliyiz fakat en önemlisi Ege’nin anne ve babasıyız. Harika bir evlada sahibiz. Ve bunun için her an şükrediyoruz.
- Uzun evliliğin sırrı ne?
Uzun evliliğin sırrı, sevgi, güven, koşulsuz şartsız verilen emek. Aile kutsaldır. Aile şirket değildir. Aile çıkarsız olmalıdır. Aile sevgide ve ilgide cimri olmamaktır. Aile her şeydir.
- Oğlunuz Ege’nin maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ege’nin hedefleri nelerdir?
Maçlarını hiç kaçırmadık. Biz Egemizin okula başladığı ilk gününü de, karne günlerini de, gösterilerini de, maçlarını da hiçbir şeyini kaçırmadık Allah’a şükür. Hele ilkokuldayken her sabah birlikte okula götürüp birlikte okuldan aldık. Hayatta en sevdiğimiz varlık Ege ve en sevdiğimiz şey Ege’nin yanında olmak. Hala okula giderken camdan uğurlarız, el sallarız sokağın köşesini dönene kadar, geliş saatinde camda bekleriz. Birimiz bir yere gidiyorsa mutlaka arar, ‘vardım’ der. Günde defalarca her fırsatta birbirimize ‘seni seviyorum’ deriz. Hayat yeterince karmaşa dolu ve bazen çok yıpratıcı, o yüzden sevdiklerimize ne kadar sevdiğimizi her an hissettirmeliyiz bence.
Ege’nin en büyük hedefi basketbol. Lisanslı basketbolcu. Çok iyi bir sporcu. Disiplinli, yetenekli, sorumluluk sahibi. Hayatı basketbol. Hayatı spor. Basketbolun yanında psikoloji okumak istiyor. Klinik psikoloji. Hayatta neyi seçerse seçsin ne olursa olsun benim tek dileğim sağlıklı ve mutlu olması. Çok iyi bir insan Ege. İyilik ve sevgiyle yoğurulmuş bir insan. İçinde, yüreğinde, dilinde, niyetinde, duygusunda zerre kötülük barındırmayan merhametli, barışçıl, sevgi ve hayat dolu çok iyi bir insan. İçindeki şefkatle ileride birçok insana şifa olacağını düşünüyor, hangi mesleği seçerse seçsin.
- Suat bey kıskanç bir erkek mi?
Suat kıskançtır evet. Dünyanın en beyefendi, naif ruhlu ve sakin adamıdır fakat kıskançtır. Kıskançlığını bir ben bilirim. Ama zararsız bir kıskançlık nazı bana geçen bir kıskançlık. Mesleki kıskançlığı hiç yoktur ama beni kıskanır evet. Bunu okuyunca kızacak şimdi ama ne yapayım doğrusu bu.
- Çok fit görünüyorsunuz, neler yapıyorsunuz bunun için?
42 yaşımdayım. Kendimi sağlıklı hissediyorum. Ailem en büyük şansım. Çalışmayı çok seviyorum. Şu an sunduğum programımı çok çok seviyorum. Tüm bunlar iyi hissetmem ve görünmem için en büyük faktör. Bir de yediğime içtiğime dikkat ederim. Uzun yıllar spor yaptım bu benim için çok büyük avantaj. Öğrencilik hayatımda uzun yıllar basketbol oynadım. Hala onun ekmeğini yiyorum. Fakat ben de bazen mantıyı ekmekle yiyorum. Ruh haliniz iyiyse, mutluysanız en fit sizsiniz aslında.
- Sinemada ve tiyatroda nasıl bir rol sizi heyecanlandırır?
Polisiyede oynamak istiyorum. Bu istek yeni yeni başladı bende. Bugüne kadar tüm meslek hayatım yalı kadını çizgisinde oldu. Polisiye yapmak istiyorum.
- Programınızla insanların gerçek hayat hikayelerine dokunuyorsunuz. Etkileniyor musunuz?
Etkilenmez miyim hiç.. Başvuruları bir görseniz, okusanız, ‘ne hayatlar yaşanıyor’ dersiniz. Bu kadar da olmaz dediğiniz her şey hayatın içinde ve her an oluyor. İnsanların gerçek hayat hikayelerine dokunmak çok büyük sorumluluk. Kimseyi incitmeden bu işi yapabilmek çok önemli. Fakat ben bazen dayanamıyorum, kötüye kötü diyorum, kimse kusura bakmasın.
- Çok kontrollü biri gibi görünüyorsunuz. Çılgınlıklarınız yokmuş gibi?
Kontrollü biriyimdir evet. Kolay kolay kaybetmem kontrolümü. Çılgınlığım olmaz mı hiç? 21 yaşımda aşık olup evlendim, bu çılgınlık değil mi sizce. 24 yaşımda anne oldum. Bu mesleği seçtim okudum. Belki paraşütle bir yerlerden atlarken görmeyebilirsiniz beni ama mesela hak ihlali olan yerde gemileri nasıl yaktığımı, köprüleri nasıl yıktığımı görebilirsiniz. Tanıyanlar bilir beni. Haksızlığa asla gelemem. Ve kendimle ilgili olması gerekmez hiç tanımadığım birinin hakkı için olduğum yeri inletebilirim.
- Hayata dair takıntı ya da korkularınız var mıdır?
Var. Koku takıntım var mesela. Her şey ve herkes güzel kokacak etrafımda. Aksi oldu mu çok mutsuz oluyorum, hemen oradan uzaklaşmak istiyorum. Niyet takıntım var mesela. Kötü niyeti hemen sezerim hiç yanılmam. Biri benimle aynı fikirde olmasın benimle tartışsın fakat niyeti iyi olsun, dürüst olsun başımın üstünde yeri var ama niyeti iyi olmayan, çıkar için menfaat için bana istediğini bahşetsin hemen anlar uzaklaşırım. Korkuya gelince, onu söylemek istemem. Çünkü korku enerjisi sevgi kadar yüksek ve güçlü bi enerji. Hiç üstüme çekmek istemem korkularımı.
- Size kendinizi, ne güçsüz ve çaresiz hissettirir?
Sevgisizlik..
- Yeni bir dizi, tiyatro ya da sinema projeniz var mı?
Dizi için görüştüğüm yerler var evet. Bakalım hayat ne gösterecek.