Öylesi büyük bir afet, öylesi büyük bir deprem, öylesi tarifi mümkün olmayan acı yaşadık ki, ne yapmalıyız, ne düşünmeliyiz, nasıl bir ders çıkarmalıyız bilemedik. İnancımız sonsuz. Bizleri yaratan Allah bize neler söylerdi acaba?

‘Evreni temel fizik yasasına göre planlayıp, programlayıp düzene koyan ve bu düzeni 14 milyar yıldır, bir nanometre sapma olmadan dengeli bir biçimde, işlerliğini sürdüren Allah, gezegenimizi de planlarken; bu fizik yasalarının yanı sıra, doğa yasalarını da programladı ve işleme koydu. 4.5 milyar yıldır da bu böyle devam etmekte. Bu doğa yasaları içinde; Depremler, yanardağ patlamaları, fırtınalar, yağmurlar, buzullar, sıcak-soğuk-ılık iklim koşulları ve gezegenimize özgü bir atmosfer tabakası oluşturdu.

Bütün bu evren ve gezegen yasalarının yanı sıra, bizlere de, düşünüp, irdeleyip, sorgulayıp ders çıkarıp doğruyu bulalım diye; “akıl” verdi. Aranızda akıllarını kullananlar, fizik, doğa, kimya, biyoloji, jeoloji ve diğer yasaların bilim ışığında farkına vardılar. Bu çerçeveler içinde teoriler ve pratikler geliştirdiler, deneyler yaptılar ve “bilim” geliştirdiler. Fakat, sayısı azımsanmayacak olan bir kısmımız da, akıl bahşettiği halde aklını hiç kullanmadı maalesef, bugün yıkılan onca binanın enkazlarından anlaşıldığı üzere o aklı sahtekarlığa, doyumsuzluğa kullandı. Ve her doğa olayından Allah’ın takdiri ilahisi diyerek Allah’ı sorumlu tuttu. Oysa, aklını kullanmayanın üstüne pislik yağdırırım cümlesi de Allah kelamı değil miydi! Allah bize doğruluğu, güzel ahlakı, tartıda dürüstlüğü öğütlememiş miydi!

Allah bize ilmi, bilimi, çakıp çakıp yanan ateşi yol gösterici olarak işaret etmemiş miydi! Allah bizlere apaçık bir şekilde iyilik ve güzellik öğütledi. Depremler faydalıdır. Yanardağ patlamaları faydalıdır. Gezegenin çekirdeğinde bulunan, her türlü madenleri, yeryüzüne çıkarır ve bizlerin faydasına sunar. Toprağı, mineraller ile zenginleştirir, çeşitli ve bol ürün almamızı sağlar. Allah dünyayı ve evreni kusursuz bir plan ve programla yaratmıştır.

Kurduğu düzenin bir parçasıdır deprem gerçeği de. İlk sözü “OKU” dur. Okuyup öğren ki uygulayabilesin, uygulayabilelim. Anladığımız dilde okumazsak, okuduğumuzdan hiçbir şey anlamayız bunu da unutmayalım. Okuduğumuzu anlamayalım, anlarsak kimseye itibarımız olmaz yalnızca Allah’ın dediklerini yapacağımızdan ötürü korkup kendi çıkarları doğrultusunda bizleri kullanmak isteyenlerin yalnızca Arapça okuyun diyenlerine mahal vermeyelim. 4.5 milyar yıldır, işleyen dengeli bir program var gezegenimizde. Depremler, yanardağlar, fırtınalar, buzullar, yağmurlar. Bu bir denge. Allah’ın kurduğu dengenin misafirleriyiz. Bu dengenin kuralları var.

Bu kurallara uyarsak yaşamaya devam eder, uymazsak misafir olduğumuz yerden kovuluruz. Kurallara uyulmadan yapılan binaların bir kez daha yaşanan deprem gerçeği ile yıkılmasıyla, misafir olduğumuz dünyadan yok olduk maalesef ardımızda onca gözü yaşlı insan bırakarak. Japonya da deprem gerçeğini yaşayan bir millet ve Japonlar, depremlere karşı aldıkları bilimsel önlemlerle neredeyse hiç bir vatandaşı yok olmadan yıllardır yaşıyorlar. Allah bizleri 2023 yılının daha başında bir kez daha uyardı. ‘Aklınızı kullanın! Anladığınız dilde okuyun! Öğrenin! Bilim gerçeğinden sapmayın! Uygulayın!

İLKELI SÖZ; Aklını çalıştırmayanın üstüne pislik yağar.