Henüz genç kızlığa adım attığım yıllardı, annemden gizlice okuduğum bir dergi vardı.

Cinselliğin tabu sayıldığı, anneyle hele ki babayla hiçbir şeyin konuşulmadığı zamanlardı o yıllar.

Sevgili Duygu Asena'nın yönettiği dergilerden biriydi “Kadınca” tam da adına yakışır bir dergiydi. 

“Duygu” yüklüydü her sayfaları…
Dergiyi okumamı sağlayan ilk şey köşe yazılarıydı. 
O’nun sıcak, sımsıcak adı gibi “Duygu” yüklü olmasıydı. 
Şiir gibi yazardı, akıcıydı dili. 
Okuduğum cümleyi tekrar ettirmezdi bana.
Yayın hayatına devam ettiği sürece her ay girdi bizim evimize. 
Hala dolabımda durur ‘Kadınca Dergileri’. 

Birçok şey öğrenmiştim dergisinden, kendinden.
Her şeyden önce ‘ben bireyim demeyi’ öğretti bana.

Kadının bir kimliği olduğunu öğrendim.
Kadınlarında söz hakkı olduğunu, erkeklerle kadının arasında bir fark olmadığını, her iki cinsinde eşit hakka sahip olduğunu öğretti bana.

Bir ekibi vardı. 
Üç kişilerdi onlar, kadınlara güçsüz olamadıklarını söyleyen.
Babanızla, ağbinizle, kocanızla eşit haklara sahipsiniz diyen. 
Boyun bükme, eğilme, dik dur! 
Üç yoncaydı onlar. 
Şimdi biri “Kanatsız Melek”
Duygu Asena, Fügen Yıldırım ve Filiz Koçali
Duygu Asena, adı gibi duygu doluydu. 
Fügen Yıldırım mesafeli ama içten.
Filiz Koçali sert ama tatlı sert.
Ama hepsi o kadar samimi ve içtendi ki…
Bir dönem kendileriyle çalışma fırsatı buldum. 
Hayran olduğum ve takip ettiğim üç isimle bir aradaydım. Çok güzel bir deneyimdi.
Bugün 50, 55’li ve 60'lı yaşlarını yaşayan kadınlar, O’ndan izler taşıyorlar.
Ben de o kadınlardan biriyim. 

Bugün ekonomik özgürlüğüme sahip, kendimle barışık, kendime güvenen, aşka inanan ve hiçbir şeyden korkmayan bir kadınsam Sevgili Duygu Asena’nın, Fügen Yıldırım’ın ve Filiz Koçali’nin bunda katkıları çok büyüktür. 

Hayatta olan iki yoncadan hala feyz almaya devam ediyorum. 
Ben de onların mesleğini seçtim.
Ve tıpkı O’nlar gibi, 'kadınlara sessiz kalmayın' diyorum. 
Teşekkürler sizlere..

Ve en büyük teşekkürüm Babama..

Babam kızardı bana, cevap veriyorum diye. 
Babam da olsa susmadım, savundum kendimi.
Hatta hiç unutmam, bir gün kızmıştı bana çok sinirlendi ve bağırıyordu.
Ben de karşısına geçip "sıkıyorsa bir erkeğe bağır böyle" demiştim. 

Canım Babam dondu kaldı birden. 
Şaşırmıştı!
Geri çekildi. 
Aslında hoşuna gitmişti bu davranışım. 
Çünkü ben kocamdan dayak yemeyecektim, bunun farkına varmıştı. 
Babasının karşısında bu kadar dik duran asla bir erkeğe boyun eğmezdi, daha doğrusu hiç kimseye boyun eğmezdi. 

Teşekkür ederim Babam. 
Ben büyürken, hakkımı savunurken, beni anladığın için.

Teşekkür ederim Babam
Ablamla, beni erkek çocuğundan ayırmadığın ve eşit hak verdiğin için..

Teşekkür ederim Babam
Hak, hukuk ve adaletin ne olduğunu öğrettiğin için.

Teşekkür ederim Babam
Biz çocuklarına birey olma hakkı tanıdığın için..

Teşekkür ederim Babam
Bir gün değil 365 gün  adaletinden mahrum bırakmadığın için. 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz bir günle değil hergün kutlu olsun..

Sevgiyle kalın..