Hayat, bazı insanları alır, ama ardında bıraktıkları miras, yaşamaya devam eder.
İşte, çocukluğumuzun idolü, Emekli Astsubay Süleyman Doğan, bu mirasıyla bizlere veda etti. Fikirleri, Atatürkçü duruşu ve vatanseverliği ile yalnızca bir askeri değil, bir lideri de kaybettik.
Süleyman Doğan, devlete ve topraklarına olan bağlılığıyla tanınan bir kahramandı. Onun gibi bir adamın vatan sevgisi, her birimizin yüreğine kazınmış durumda. Disiplinli, mert ve cesur bir karaktere sahipti; her zaman doğru bildiğini savunan bir duruşu vardı. Gözleri, güvenin ve kararlılığın sembolüydü. Yabancı artistlere taş çıkaracak bir yakışıklılığa sahip olmasının yanı sıra, kalbindeki cesaret ve vatan sevgisi, onu gerçek bir efsane haline getirdi. Onun hikâyesi, yalnızca bir askerin değil, bir toplumun hikâyesiydi. Bizlere, vatanına duyulan sevginin ve sorumluluğun ne denli önemli olduğunu öğretti. Hayatı boyunca, vatanı için canını vermekten çekinmeyen koca yürekli bir adamdı. Her zaman vatanın kutsallığını ön planda tuttu.
Onun hikâyesi, yalnızca bir askerin değil, bir toplumun da hikâyesiydi. Bizlere, bir insanın kendi ülkesine duyduğu sevginin ve sorumluluğun ne denli önemli olduğunu öğretti. Her bir askeri onurla temsil eden Süleyman Doğan, hayatta her şeyin ötesinde vatanın kutsallığını benimsemişti. Onun yaşamı, vatanı için canını vermekten çekinmeyecek koca yürekli bir adamın destanıydı.
EFSANELER YOK OLMAZ
Efsaneler, belki de ebediyen kaybolmazlar; kalplerimizde yaşarlar. Süleyman Doğan’ın anısı, onun değerleri ve ilkeleriyle, bizlere ışık tutmaya devam edecek. Gözlerimizdeki yaşlar, kaybettiğimiz bir dostun acısını simgeliyor. Ama bilmeliyiz ki, onun mücadelesi, felsefesi ve sevgisi, daima yaşayacak.
Veda etmek zor, ama hatırlamak ve yaşatmak bir o kadar önemli. Süleyman Doğan, yalnızca bir asker değil; aynı zamanda bizlerin hayatına dokunan, örnek bir kahraman oldu. Bizler de, onun gibi bir vatansever olmanın onurunu taşımaya devam etmeliyiz.
Senin gibi bir efsane, asla unutulmayacak.
Hoşça kal, Süleyman Amca…