İlkeli Söz; Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır. Tadı da tatlı değil tuzludur.

İlkeli Köşemde her yazımda farklı farklı konulara değiniyor, kimi zaman son buluşlar, kimi zaman son araştırmalar kimi zaman da gelecek yaşamımıza katkı sağlayan, kimi zaman da ruh ve beden sağlığımızı konu alan yazıları sizlerle paylaşıyorum. Bugün de çoğumuzun pek de bilmediği bir konuyu köşeme konuk etmek istedim. Aramızda merak edenlerimiz vardır düşüncesiyle soralım; Göz rengimizi nereden alıyoruz ve nasıl oluşuyor? 

‘Birçok insan göz rengimizi sadece ebeveynlerimizden aldığımızı sanır. Bize öğretilen bilgilere göre kahverengi gözleri olan bir anne ve babanın büyük ihtimalle kahverengi gözleri olur. Ancak göz renginin nasıl oluştuğu sanılandan çok daha farklı.

İnsanların saç, cilt ve göz renklerini belirleyen pigment melanindir. Melanin ışığı  emme bakımından gelişmişse,  gözlerimize ne kadar ışık gireceğini belirleyen irisin işlevi de o kadar gelişiyor.
Güneş ışınlarından gelen ışık, retinaya gidiyor ve burada elektriksel sinyallere dönüşerek, beyin tarafından tercüme ediliyor. İris tarafından emilmeyen küçük bir kısım ise geri yansıtılır ve göz renginin oluşmasına yardımcı olur.

İris tarafından emilmeyen kısım kişinin doğuştan gelen melanin pigmenti miktarına da bağlıdır. 
Melanin pigmentinin en zengin görüldüğü renkler, kahverengi, kehribar ve ela renklerdir. Pigmentin az bulunduğu göz renkleri, ışığı daha çok yansıtıyor.

Göz renginin pek çok gen ile belirlendiği bilim tarafından bulunmuş. Bir gen üzerinde ufak değişikler yapıldığı zaman göz renginin tonları değişebiliyor. 

Günümüzde insanların göz rengi ile güçlü bir biçimde ilişkisi olduğu düşünülen iki gen var OCA2 ve HERC2. Bu genlerde oluşan farklı mutasyonlar kişilerin farklı göz rengine sahip olmalarını sağlıyor. 
Anlaşıldığı üzere göz rengimizi anne babamızın gözlerinin renginden değil genlerimizden alıyoruz ama zaten genlerimiz de dolaylı yoldan atalarımızdan yani anne babalarımızdan geliyor.