Günlük hayatta kullanırız geyik yapıyorum sözünü... Peki geyik muhabbeti nedir, nereden çıkmıştır, neden geyik muhabbeti yapılır?

Geyik muhabbeti dediğimizde çoğu kişinin aklına arkadaşlarla birlikte vakit geçirilen dünyanın sıkıntılarını attığımız dakikalar gelir. Peşi sıra gelen şakalarla konu derinleşir ve eğlence doruklara çıkar. Geyik denildiğinde Resneli Niyazı Bey'in kendisi, hikayenin ana unsurunu oluşturur. Resneli Niyazi Bey ve birliği, 1908 yılının temmuz ayında Manastır'a giderken yanlarında bir tane de geyik bulunuyordu. Niyazi Bey için bir lakap takılır ve bundan sonra Geyikli Niyazi Bey olarak anılır. Bir zaman sonra geyik ve Niyazi Bey'in ünü alır başını gider. Sultan Abdülhamit'in kardeşi veliaht Mehmet Reşat bile geyiği görmek ister.



 

Şakadan deyime

Geyik ile Niyazi Bey, dönemin oldukça ünlü gazetelerinden bir tanesinde haber olarak işlenir. Bunun yanı sıra geyik ile ilgili marş yapılır. Bu yapılan marş, Meclis-i Mebusan'da bile tartışma konusu halini alır. Muhabbetin en önemli konusu haline gelen geyik o kadar çok konuşulur ki artık bu durum deyim şekline dönüşür.

Rivayetlerden bir diğerine göre 4. Murat zamanında Tophane çevresindeki kahvehaneler belalı kabadayıların bölgesi olmuştur. Tophane de bulunan Avcılar kahvehanesine dört genç delikanlı girer. Bu delikanlılar bir gün önce vurmuş oldukları geyiği anlatmaya başlarlar. Bu geyik iki metre boynuzları bulunan çok büyük bir geyiktir. Kahvehanedeki kişiler delikanlılar ile dalga geçmeye başlarlar. Fakat gençlerden bir tanesi geyiğin iki metre değil iki buçuk metreden daha fazla olduğunu ortaya atar. Aralarında aniden başlayan sert kavga tüm kahvehaneye ve kahvehane civarında bulunan yakın arkadaşlarına sıçrar.



 

Kavgadan doğan efsane

Bu kavga da dokuz kişi hayatını kaybeder, birçok kişi de yaralanır. Tüm İstanbul uzun günler boyunca bu geyiği konuşur. Haber 4. Murat'a kadar ilerleyince padişah hızlı bir şekilde emrini verir. Bu günden sonra kesinlikle kahvehanelerde ve toplum içerisinde geyik muhabbeti yapmak yasaklanmıştır.

Futbolsuz günlerde futbol konuşamayınca bizler de sardık geyiğe. İşte geçmişten günümüze futbol camiasında geyik malzemeleri.

- Maç bitti hala gol yiyoruz sayın seyirciler (8-0 lık İngiltere maçında 90+1 de yenilen 8. gol sonrası)

- Sparta Prag'ı Sparta'da yeneceğiz. (Ümit Özat)

- Çok tehlikeli bir noktadan korner kullanıyorlar (Bülent Karpat)

- Yapma Hayrettin daha kadroları saymadım. (İlker Yasin'den daha ilk dakikalarda gol yiyen kaleci Hayrettin'e)

- We don't want to see back. We want to see front. (Fatih Terim)

- Değil Schmeichel dünyanın bütün Michaelları gelse o topu çıkaramazdı. (Ümit Aktan)

- Hasan yıldızsa ben kuyruklu yıldızım. (Sergen Yalçın)

- Kaleci olmasa goldü. (Turgay Şeren)

- Everything something happened (Fatih Terim)

- Bakirelik yalnız bayanda mı olur? Mesela hakemin bakiresi olmaz mı? Yani bozulmamış bir hakem (Erman Toroğlu)

-Messssiiiiiii, bu adam neyin nessiiiiii? Evet sayın seyirciler Messi gerçekten de bu adam neyin nessi. (Ertem Şener)

- Avrupa'ya gitmek öyle kolay mı? Almanya maçından sonra benim Bayern Münih'e transferim vardı. Adamlar araştırmışlar; almadılar. (Sergen Yalçın)

- Monacoduk (Galatasaray'ın Monaco'yu yenmesi üzerine Star gazetesi)

- Bu maça kalp değil kalp pili dayanmaz. (Ertem Şener)

- Gol makinesi diye aldık çamaşır makinesi çıktı. (Mehmet Ali Yılmaz)

- Liverpool kalemize akın akın geliyor. Yüreğimiz ağzımıza gelmekten, ağzımızda yer kalmadı sayın seyirciler (Ertem Şener)

- Korner mi diye bakıyorum, hayır köşe vuruşu. (İlker Yasin)

- İki takım da gol atamazsa eğer maç berabere biter. (Ömer Üründül)

- Eğer milli takıma yabancı hoca alınacaksa benim Alman vatandaşlığım da var. (Yılmaz Vural)

- İlk ne zaman milli oldunuz? Futbolda mı! (Saba Tümer'in sorusuna Rıdvan Dilmen yanıt veriyor)