Bizim çocukluğumuzda, yani X kuşağı çocukları –ki bizi büyütenler de çok farklı çocukluk yaşamışlardı- sözünün ciddiye alınmasını bir kenara bırakın, “Sen çocuksun sus” söylemleriyle büyüdü. Büyükler varken konuşulmazdı, onların sözünden çıkılmaz, saygıda kusur etmek, iyi bir insan olmamanın ön koşulu gibi görülürdü.
Evet, bize büyük haksızlık ettiler… Ciddiye alınmayan, yok sayılan sessiz bir çocukluk geçirdik. 1990’lara gelindiğinde ise ebeveynler çocuklarını dinlemeye, sevgisini göstermeye başladılar. Y kuşağı bizden çok şanslıydı.
Günümüzde ise evlerde artık çocukların sözü geçer oldu. Ebeveynler çocuklara sınır koymakla onların her istediğini yapmak arasındaki sınırı çizmeyi bilmiyor artık. Çocukların her istediğini yapması, sadece onların sözünün geçtiği bir yaşamın sürdürülmesinin onların yararına olduğu yanılgısına düşüyorlar.
Örneğin üç yaşındaki çocuğun metrobüste oturmasına seslerini çıkaramadıkları gibi çocuklara karşı dahi gelemiyorlar. Ancak şunu unutuyor bu aileler; gelecekte sınır tanımayan, iyi ile kötüyü ayıramayan, saygıyı bilmeyen insanlar olacak çocukları… Değerler eğitiminden yoksun bu çocuklar gelecekte nasıl mutlu olacaklar acaba? Sınır koymakla onlara destek olmak arasındaki farkı ebeveynlerin öğrenmesi çok önemli…
(İHA)