Yıkılmıyor öyle her fırtınada. Aksine fırtınalar besliyor yüreğini. Ne yaptığını çok iyi biliyor. Kurduğu cümleleri özenle seçiyor.
Kafasına koyduğunu almadan bırakmıyor. Şükretmesini de sorumluluğunu da biliyor. Sözünün arkasında cesurca duruyor.
Delikanlıdır…
Onun kitabında yarı yolda bırakmak yoktur. Dostu az ve özdür. Sevdiklerine can olur, kan olur, hayat olur.
Ne güzel gülüyor…
Oysaki neler yaşamıştır kim bilir?
Bir bakışıyla her şeyi anlatır anlaya, bilene!
Sımsıcaktır, samimidir. Her insana nasip olmaz o bakışları.
Eğlencelidir…
O’nun yanında sıkılmanız mümkün değil. Macerayı sever. Yaşamın her anından zevk alır.
Dosttur…
Seni dinler, seni anlar, yol gösterir.
Deli gibi sever…
Sevdiğini yaşamak ister, hem de doyasıya. Çılgınca.
Olgundur…
Nerede ne yapacağını bilir.
Kime nasıl davranacağını da.
Az ve özdür sözü.
Bir cümleye tüm anlamları katabilir. Hatta sadece gözleriyle
Huzurdur O’nun adı…
Yanında ol, uzağında ol hiç fark etmez.
Kapat gözlerini, huzur verir hayali sana.
Duy sesini, rahatlatır yüreğini.
Güvenilirdir…
Sahip çıkar sevdiğine. Hisseder, hissettirir. O, size açmaz belki içini ama siz her şeyinizi anlatırsınız. Yüreğinize dokunur o sıcaklığı. Ve kelimeler kendiliğinden dökülür.
“Dost, arkadaş, kanka, birader, bacanak, sevgili, yaren, yoldaş, her şey. O an ne olman gerekiyorsa, biz öyleyiz birbirimize. Sevgi bunu gerektirmiyor mu?”
İşte ben, böyle bir deli adam sevdim. O da deli kadını…