İlkeli Söz; Bedeninizi aslına döndürün, o da sizi tedavi etsin.

Bugün de İlkeli Köşemde, kendisi de kanser olan ve kanseri yenmeyi başaran bir sağlık görevlisi kanser ve kronik hastalıkların beslenme ile tedavisini anlatıyor. Gelin yine birlikte okuyup, kendi yaşantımız için almamız gerekenleri alalım.

‘Her zaman çiğ sebze ağırlıklı beslenmeye çalıştım. Hiç bir et ve süt ürününü tüketmedim. Zira bu ürünler artık doğal değil, hayvanlar otomasyon teknolojisi hayatımıza girdiğinden beri maalesef kimyasallarla beslenmek durumunda kalıyor ve verdikleri ürünlerde maalesef vücudumuz için doğal bir kaynak oluşturmuyor. Tahıl, sebze, meyve tükettim. Aynı anda sebze yerken meyve yemedim. Meyve yerken de sebze tüketmedim. Yediklerimi iyice çiğnedim. Vücuduma bir de sindirim yükü bindirmedim. Herhangi bir şey yerken su içmedim. Havuç suyu tükettim. Çünkü içinde bana yararlı beta karoten vardı. Kanserli olanlar için bana önerilerin günde 8 bardak ve taze sıkılmış olarak tüketmemdi. Dolayısıyla her seferinde taze olarak kendim yapıp içtim. Arpa çimi suyu tükettim. Bazen hazırlarken içine başka yeşilliklerden de kattım, hem tadı için hem de faydasını arttırmak için. Su ve sebze sularını öğün aralarında tükettim. Fırınlanmış patates yedim, üzerine keten tohumu yağı ilave ederek. Kolon kanserinin bir numaralı nedenleri arasında uzmanlar tarafından sindirim sorunları olduğu belirtilmektedir. Nedenine ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda yeterince taze sebze, meyve ve su tüketilmediğini gözlemlemiştir.

Öte yandan son yapılan araştırmalar da gösteriyorki; uzun ömürlü gıdalar için kullanılan koruyucu katkı maddeleri sonucunda günümüzde sindirim sorunlarının başlıca nedenleri olarak; koruyucu katkılı gıdalar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple kanserle mücadele eden biri koruyucu katkılı gıdalar tüketmeye devam ettiği sürece ne kadar meyve, sebze, su tüketsek de sorun belki azalacak ama devam edeceğini biliyordum. Bu sebeple koruyucu maddeler içeren gıdalardan tamamiyle uzak durdum. Bağırsaklarımın mutlaka sağlıklı bir şekilde çalışması gerekiyordu, doktorum aksi halde yediklerimin beni içten içe zehirleyeceğini söyledi. Düzenli boşaltım da çok önemliydi. 

Bağırsaklarımın iyi çalışması için düzenli olarak 3 öğün beslenmem gerekiyordu. Geç saatlerde ve öğün aralarında yemek yemedim. Mikrodalga fırın kullanmadım. İçeriğinde Florür ve sls olan diş macunlarını kullanmadım. Evinizde zehirli temizlik ürünleri bulundurmadım. Düzenli olarak tahıl ve az miktarda kuruyemiş tükettim, özellikle acı badem. Azı karar çoğu zarar ilkesinden yola çıkarak 3, 4 adet kadar. Hiçbir paketli gıdayı tüketmedim, bu sıcak yaz günlerinde dondurma bile dahil. Bu şekilde beslenirken ayrıca yüksek tansiyon hastası idim; tansiyon hastalığıma da çare olmuş oldu. Burdan anlaşıldığı üzere; Beslenme mantığınız her zaman doğada yetişen yenilebilir bitkileri taze olarak anlık tüketmekten yana olmalıdır. Kafein, alkol, sigara, gazlı içecekler ve şekerden uzak durmamız gerektiğini artık bence söylememe gerek bile yok. Unutmadan son olarak; Ekmek de tüketmemeye çalışın, zira artık ekmeğe de bir çok kimyasallar katılıyor.

Yediklerimiz kadar bulunduğumuz ortam da çok önemli. Temiz havada, haftada en az 15 dakika egzersiz yapın, bu hem bedeninize, hem de zihninize iyi gelir. Unutmayın, spor yapmaya zaman bulamayan insanlar, hasta olmaya zaman bulmak zorunda kalırlar.

Mutlaka güneşe çıkın. Şayet sıcak bir bölgede yaşıyorsanız günde on dakika kadar güneş almamızı tüm doktorlar öneriyor.

Sağlıklı kan dolaşımı bir çok hastalığı iyileştirdiği aşikar, sağlıklı kan dolaşımı yeterli oksijen demektir, bulunduğunuz ortamın her zaman bol oksijenli olmasına özen göstermeliyiz.

Dinlenme, bünyenin kendisini yenilemesi için çok önemlidir, özellikle gece dinlenmesi/uyku çok önemlidir, bünyemiz kendisini yeniler. İyileşme anlatıldığı gibi pahalı ve karmaşık değil, aksine ucuz ve doğaldır. Ben başardım. Umudunu sen de kesme, asla iyileşmeyeceğini düşünme, iyileşmeyeceğini düşünmek stres meydana getirir ve stres de bünyeyi zehirler, yaratılışına ve doğaya güven, insan sadece bedensel değildir, aynı zamanda zihinsel ve ruhsaldır.’