İnsan vücudunun her işi yapabilmesi için ideal bir saati vardır. Hangi saatte hangi işi çok daha verimli yapabiliriz? Günlük verimimizi artırmak için hangi saatleri seçmeliyiz?

Gece saat 01:00 ile 02:00 arası, verimliliğin ve dikkatin en düşük olduğu saatlerdir. Bu saatte hala çalışanlar varsa dikkat yoğunluğu nerdeyse yok denecek kadar azdır ve hata yapmaya çok meyillidirler. Çünkü vücut kendini artık uykuya ayarlamıştır. 

Gece Saat 03.00’te gecenin en sessiz zamanlarıdır ve insan içe dönüktür, insanların bunalıma girme ve intihar eğilimlerinin oldukça yüksek olduğu zamanlardır.

Saat 05:00 ile 06:00 arası, stres hormonu gündüz değerinin yaklaşık altı katına çıkar. Dolayısıyla stresin vücuttaki en büyük yarattığı tehlikelerden biri olan kalp krizi riskimizin en yüksek olduğu saatlerdir. 

Saat 08:00’de genel olarak gündüz yaşantının başladığı saattir. Güne başlangıç saati olan 08:00 itibariyle nabız ve tansiyon yükselmeye başlamıştır.  Kalp atım sayımız uyandığımızda yaklaşık 60'dan 72-78 atış arasına çıkar. Kahvaltı sonrası zaten asla içilmemesi gerekir ama sigara içenlerin özellikle dikkat etmesi gereken zamanlardır zira kalp atım hızımızdaki artışla doğru orantılı olarak damarlar daha da daralır.

Saat 09:00 ile 11.00 arası en etkin çalışma saatleridir. Kısa süreli bellek en yüksek seviyede olup bu saatler yoğun çalışma için en uygun ve en verimli saatlerdir. Aynı zaman da konsantrasyon ve mantıklı düşünüp karar vermek için de en ideal olduğu saat aralığıdır. Günün en kıymetli saatleri olarak ‘ALTIN SAATLER’ denir. 

Saat 12:00 ile 14:00 arası dikkat dağılmaya başlar ve uyku hali oluşur. Bu sebepten özellikle İspanya’da ‘Siesta’ akşam üstü uyku saatleri böyle ortaya çıkmıştır. Beyine giden kan miktarı azalmaya başlar. Vücudda azalmaya başlayan kan, sindirim için yoğun olarak mide tarafından kullanılmak ister. Yemek yenir ve halk arasında şekerleme dediğimiz hafif, kısa ama etkili uyku hali ağır basar. 

Saat 15.00’te insanın kendisini en mutlu hissettiği saatlerdir. Bu saatte mutluluk hormonu endorfinin salgılanması en yüksek olduğu zamanlardır. Yeni işler için enerji yeniden vücuda gelmiştir, belleğimiz tam yerindedir ama bu verimlilik oranı sabahkinden daha düşüktür. Bu saatleri ‘Gümüş Saatler’ olarak  tanımlarız.

Saat 16:00 ile 17:00 saatleri arasında adrenalin hormonu en yüksek seviyeye ulaşmıştır ve kaslar çok güçlü durumdadır. Dolayısıyla kas gücü gerektiren işler için en verimli saatleri oluşturur ve spor yapanlar için de en ideal saatlerdir. 

Saat 18.00’de ise vücutta yorgunluk başlar ve vücut akşam yemeğine kendini hazırlamaya başlar. Kaslarımız güçsüzleşmeye başlar. Güzel, keyifli, aile ve dostlarla bir arada olacağımız akşam yemeği için midenin en fazla asit salgıladığı saatlerdir.

Saat 19:00 ile 20:00 arası  sadece karanlıkta vücudun salgıladığı Melotonin hormonunun salgılanmaya başladığı saatlerdir. Bebek ve çocukların gelişimi açısından olmazsa olmaz bir hormon olması sebebiyle çocuklarımızın yatma saatine yaklaştığını haber veren saatlerdir. Hepimiz için de artık günün sonunun geldiğini vücut kan basıncını azaltarak  ve nabzı yavaşlatarak haber verir.

Saat 21.00’de yemek yemenin en tehlikeli olduğu saattir. Sindirim işlemi sona ermiştir ve organların günlük görevi sona ermiştir.

Saat 22:00’de asla önermediğimiz bir durum ama sigara kullananlar bu saatte son sigaralarını içmelidir. Çünkü bu saatten sonra vücudumuz nikotin gibi zehirli maddeyi vücuttan uzaklaştıramaz. 

Saat 23:00 tüm organlarımız için uyku saatidir. Ve uyku için en ideal saat 23:00’tür.

Saat 00:00’da uyurken vücut kendini onarmaya ve yenilemeye başlar. Akşam yemeğinde aldığımız besinler hücrelerin onarımı için kullanılır. Hücreler ve yıpranan dokular yenilenir, saçlarımız uzar. Bu yenilenme fırsatını kaçırmak biraz yaşlanmamız anlamına gelmektedir. Genç kalmak, gençliğimizi uzun süre muhafaza etmek adına melatonin hormonunun salgılandığı saatleri karanlıkta uykuda geçirmemiz çok önemlidir. 

İlkeli Söz; Sabahattin Ali’den
Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim, daha değilim. Bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hastasıyım.