Korkusuz Korkak filminde ‘Gaddar Kerim’, Tatar Ramazan’da ‘Cıbıl Halil’ Umudumuz Şaban’da ‘Mardinli Arif’ karakterleriyle hafızalara kazınan Yeşilçam’ın ‘Kötü Adam’ı Hikmet Taşdemir konuştu.
Korkusuz Korkak filminde ‘Gaddar Kerim’, Tatar Ramazan’da ‘Cıbıl Halil’ Umudumuz Şaban’da ‘Mardinli Arif’ karakterleriyle hafızalara kazınan Yeşilçam’ın ‘Kötü Adam’ı Hikmet Taşdemir “ Ben daha ölmedim, lütfen beni hatırlayın. Yeniden seyirci karşısına geçmek istiyorum” dedi.
Sert mizacının altında yatan pamuk gibi kalbe sahip; geçmişe, anılara gidince gözleri dolan, ağlamaktan utanmayan. Titreyen elleri ve dudaklarıyla ‘Dünyada olmadığım zaman arkamdan bir Fatiha okursanız sizlere minnettar kalırım’ diyen duygulu, nahif adam var karşımda. Sohbetimiz sırasında Hikmet Taşdemir'in gözlerinden akan yaşlara şahit oldukça ağlamamak için kendimi zor tuttum. En çok özlediklerinin ilk başında ise eşi ve film setleri geliyor aklına.
“Kabadayı” karakterleriyle hatırladığımız Yeşilçam'ın kötü adamı, oyuncu Hikmet Taşdemir ile uzun yıllardır yaşadığı Silivri’de buluşarak özel hayatı, geçmişi ve bugüne dair bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yeşilçam’da oyunculuğa nasıl başladınız?
1942 yılında Erzurum’da Astsubay bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam askerdi ve benim de asker olmamı istiyordu. Askeri okul sınavlarına girdim ve kazandım ancak bana göre olmadığını düşünerek yarıda bıraktım. Babam okulu bıraktığım için bana küstü. Bir fabrikada çalışmaya başladım. Burada çalışırken bir parmağımı makinaya kaptırdım. Daha sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde çalışmaya başladım. Burada bir gün tesadüfen Yılmaz Güney ile tanıştım. Onun bakımı ile ilgileniyordum. Elimi cebimden çıkarmıyordum. Yılmaz Güney bana ‘Çıkar elini cebinden. Bu dünyada parmakları eksik olan tek insan sen misin’ dedi. O yıllarda Yılmaz Güney ‘Umutsuzlar’ filmini çekiyordu. ‘Şuan çektiğim filimde 9 parmaklı bir katile ihtiyacım var. Bu alanda şansını değerlendirmek istersen gel bu filmin kadrosunda ol’ diyen Güney bana bir teklifte bulundu. Ben de hem Yılmaz Güney gibi bir adamın yanında olmaktan heyecanlanan hem de bir an önce hastaneden kurtulmak ümidiyle teklifi kabul ettim. Umutsuzlar filminde parmaksız adlı kiralık katil rolünde Yeşilçam’a ve oyunculuğa adım attım.
Şöhret hangi filimler ile geldi?
70’li yılların sonları 80’li yılların başlarında Kemal Sunal fırtınası esmeye başladı. Bu döneme kadar birçok filimde oynamama rağmen esas şöhreti Kemal Sunal ile oynadığım rollerde yakaladım. Korkusuz Korkak filminde canlandırdığım ‘Gaddar Kerim’, Umudumuz Şaban filminde ‘Mardinli Arif’ rolleriyle seyircinin hafızasına girdim. 90’lı yıllarda Yeşilçam sineması yok olma dönemine girdi. O dönem de Tatar Ramazan filminde ‘Cıbıl Halil’ rolüyle tekrar gündeme geldim. 2000’li yıllardan sonra yeni nesil birkaç dizi de rol aldım. Ama sonrasın da teklifler gelmez oldu.
Yeşilçam da neden vefasızlık yaşanıyor?
'GÜNÜMÜZ SİNEMA SEKTÖRÜNDE SAYGI YOK'
Yeşilçam vefasız değil. Günümüz sinema sektöründe saygı yok. Yeşilçam oyuncuları ile efsane yönetmenlere vefasızlık yapılıyor ve saygı gösterilmiyor. Çok kıymetli yönetmenlerimiz, Arif Memduh Ün, Natuk Baytan, Osman Fahir Seden, Kartal Tibet, Remzi Jöntür, Erol Taş, Hayati Hamzaoğlu, Turgut Özatay, Kazım Kartal. Bu isimleri anmadan geçersem çok ayıp olur, Allah rahmet eylesin.' Yeni nesil yönetmenler ve oyuncular çok değişti. Saygı da vefa da kalmadı.
“NE KADAR TANIDIĞIM GARİBAN İNSAN VARSA ONLARA DAĞITACAĞIM”
Teklif gelse oynamak ister misiniz?
Gönlüm tabi ki istiyor. Bu yaşlılığımda da seyircilerimin karşısına çıkarak ‘Ben daha ölmedim’ diyebilirim. Lütfen beni hatırlayın. Yeniden seyirci karşısına geçmek istiyorum. Hatta neden oynamıyorsunuz? Diye soruyorlar. Ben de şöyle bir şey söyledim. Benim Allah’a çok şükür bir emekli maaşım var. Evim kira değil. Bu durum karşısında bana bir teklif gelirse 50 bin liradan aşağıya teklifle gelmesinler. Ben bu parayı aldığım zaman gideceğim Yeşilçam’da ne kadar tanıdığım garip, gariban insan varsa onlara dağıtacağım. O gelen paranın bir kuruşunu bile yersem Allah’ı Teâla beni gırtlak kanseri yapsın. Çünkü oradaki emekçilerin vaziyetini bir bilseniz, oturuyorlar bir kahveye biri gelsin de çay ısmarlasınlar ya da bir çorba ısmarlasınlar diye can atan garibanlarımız var. Ben de aldığım o paralarla destek olmak isterim.
En unutamadığınız karakterler hangisiydi?
‘Gaddar Kerim, Mardinli Arif, Cıbıl Halil’ aslında ayıramıyorum hepsi benim için özeldi.
En sevdiğiniz oyuncular kimdi ve kimlerle oynamaktan zevk alırdınız?
Benim hocam Yılmaz Güney’di. Onunla çalışmak çok özeldi. Yılmaz Güney başta olmak üzere Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kemal Sunal, Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın, Kartal Tibet. Aslında kimseyi ayırt edemiyorum ve bütün oyuncuları seviyorum. Kendime en yakın hissettiğim arkadaşlarım ise Fatma Girik ve Kemal Sunal’dı. Bu iş sevilmeden yapılmaz ki.
“İKİ KEMAL SUNAL FİMİYLE PATLAMA YAPTIM”
Kaç filimde oynadınız?
60 filimde rol aldım. İki Kemal Sunal filminde patlama yaptım. Şöhret o zaman geldi yani.
Genç oyunculardan kimi beğeniyorsunuz?
Pek dizi izleyemiyorum ama ‘Bir zamanlar Çukurova’ dizisinde oynayan Yılmaz karakterini oynayan Uğur Güneş’i çok beğeniyorum.
Eşiniz ve siz desem?
Eşimle, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde çalışırken tanıştım. Çok zor dönemlerden geçiyordum. Kendisi bana çok destek oldu. İş arkadaşlığımız hayat arkadaşlığına dönüştü. Vefakâr, dost, sevgi dolu bir kişiliği vardı. Hayatta en büyük destekçimdi. 57 senelik eşimi kaybedince büyük bir yıkım yaşadım.
“İLK TANIŞTIĞINIZ ANDAKİ ÖZENİ GÖSTERİN”
Uzun süren evliliğinizin sırrı neydi?
Eşinizle ilk flört ettiğiniz zaman ona nasıl kendinizi beğendirdiyseniz evlendikten sonra da, çocuğunuz bile olsa eşiniz eve geldiğinde ilk günkü gibi giyinip süslenip özen gösterip hoş geldin hayatım diyerek karşılamak, erkekler içinde aynı şeyler geçerli. Aynı özeni, temizliği gösterip hanımına gününün nasıl geçtiğini sormak, eşinle ilgilenmek. 57 senelik evliliğimin en büyük sırrı budur. Çekimlerim olmadığında saat 6’da evimde olurdum. Eşimle sohbet etmek, aynı masada birlikte oturup yemeklerimizi yemek bize mutluluk verirdi. Eşim çok değerli bir kadındı. Benim kalbimi hiçbir zaman kırmadı. Birbirimize sevgimiz ve saygımız hep devam etti.
Sizi sevenlere ve seyircilere söylemek istediğiniz mesajınız var mı?
‘Dünyada olmadığım zaman arkamdan bir Fatiha okursanız hepinize minnettar olurum. Beni daima hatırlayın ve sizleri çok seviyorum’
HAYRANLARINDAN VEFA SÜPRİZİ
Röportaj yaptığımız aynı gün içerisinde hayranları ve sevenleri tarafından Silivri’de bir mekânda Hikmet Taşdemir’e vefa organizasyonu düzenlendi. Biz de konuk olduk. CHP Silivri İlçe Başkanı Berke Esen ile yönetimi, hayranları, sevenleri usta oyuncuyu yalnız bırakmayarak vefa örneği gösterdiler. Nahif kişiliği ile hayranlarının gönlünü bir kez daha kazanan oyuncu sevenleriyle sohbet ederken, imza vermeyi ve fotoğraf çektirmeyi unutmadı. Kesilen pastanın ardından duygulu anlar yaşayan Hikmet Taşdemir gelen konuklarına çok teşekkür etti.