“ALMAYI BİLENE SELAM OLSUN”

Hayat bazen gülmek, bazen de acı. Ne yaşarsak yaşayalım mutlu olmayı bilelim. Bu bazen bir çocuğun yüzündeki tebessüm olur. Kimi zamanda telefonun ucunda bir dost sesi. 

Ben de bugün ki yazımla size kalemimin ucundan tebessüm yolluyorum. Gülerken de bir hisse çıkarmayı unutmayın. Mutlaka benim sizlere vermek istediğim bir ince mesajım vardır. Almayı bilene selam olsun.

DELİ HASTANESİ

Bir gün bir bilim adamı yılbaşı nedeniyle hastaneleri gezip akıllanan delileri salmaya karar vermiş. Bir sürü hastaneyi gezmiş fakat hiç akıllandığına kanaat getirilen deliye rastlamamış. En sonunda bir hastaneye gitmiş birde bakmış ki bütün deliler zıplıyor.

Hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormuş:

– Bunlar neden böyle zıplıyorlar?

Doktor:

– Bunlar kendilerini mısır patlağı zannediyorlar, demiş.

Bir de bakmışlar ki bir tanesi zıplamadan yatağın üzerinde sabit bir şekilde duruyormuş. Hemen ona yaklaşarak sormuş:

– Sen neden zıplamıyorsun?

Deli:

– Ben tavaya yapıştım…


 

İKİ OLASILIK

Temel ile Dursun konuşuyorlardı…

Temel Dursun’a sorar:

– Savaş çıkarsa yandık galiba.

Dursun düşündü:

– İki olasılık var, dedi. Ya çıkar ya çıkmaz. Çıkmazsa mesele yok, çıkarsa iki olasılık var:

“Ya çürüğe çıkarız ya askere alınırız. Çürüğe çıkarsak mesele yok, askere alınırsak iki olasılık var: Ya geri cephe ya ileri cephe. Geri cephede kalırsak mesele yok, ileri cepheye gidersek iki olasılık var: Savaşı ya kazanırız ya kaybederiz. Kazanırsak mesele yok, kaybedersek iki olasılık var: Ya esir düşeriz ya ölürüz. Esir düşersek mesele yok, ölürsek iki olasılık var: Ya gömerler ya kâğıt fabrikasına yollarlar. Gömerlerse mesele yok, kâğıt fabrikasına yollarlarsa iki olasılık var: Ya gazete kâğıdı ya tuvalet kâğıdı. Gazete kâğıdı olursak mesele yok, tuvalet kâğıdı olursaaak… İşte o zaman yandık Temel!


 

ERİK

Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.

- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;

- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.

Bektaşi'ye sormuşlar.

- Dünya öküzün boynuzlarının üstünde duruyormuş, ne diyorsun bu işe?

- Valla onu bilmem ama buna inanan öküzlerin olduğunu biliyorum, demiş.

Kıssadan hisse herkes bu fıkralardan kendi payına düşeni alsın. Ben “Öküzlerin olduğunu biliyorum” kısmından hisse çıkardım)))

Hayat bazen gülmek bazen de acı. Her şeye rağmen yüzünüzdeki gülümsemeleriniz solmasın.

Sevgiyle kalın…