Yıl 1996 aylardan Ağustos sen gideli kaç sene oldu sayamıyorum. Sensiz geçen kaç Babalar Günü onu da bilemiyorum.

Özlemle, hasretle geçen onca sene. Eksikliğin ise hep içimizde. 

Seni kaybettiğimiz güne kadar bize verdiklerin ve öğrettiklerin upuzun bir ömre sığdırılamayacak kadar çok.

Her şeyden önce kendi yüreğinden bizim yüreğimize serpiştirdiğin sevgi tohumları.

Hani hep derdin ya, “Sevgisiz bir dünya olmaz” diye...

Sen, yüreğinde sevgi çiçekleri açabilen nesiller bıraktın ardında.

Keşke görebilseydin. Ama eminim sen hissediyorsundur!

Çocukluk yıllarımızda düşüp ağladığımız zaman, yaralarımızı temizleyip acımızı dindiren sen olurdun.

Her türlü acıya katlanıp, zorlukların üstesinden gelmek de yaşamın rengini oluşturuyormuş meğer. İnsan, düştüğü zaman kendisi kalkabiliyormuş.

Onurlu, dürüst, çalışkan olmayı da sen öğrettin Baba…

Hiç kimsenin hakkına el uzatmamayı, kazanılmış üç kuruşun, bulunmuş on kuruştan daha değerli olduğunu, ibadetin ve yardımın gizliliğinin değerini, yerinde, ölçülü ve az konuşmanın güzelliğini, ‘söz gümüşse, sükût altındır’ atasözünün ne kadar önemli olduğunu, karanlıkta bile esnerken ağzımızı kapatmamız gerektiğini, satır aralarının anlam ve değerini...

Yaşamın tüm güzelliklerini hep sen öğrettin bize.

Sen, bizim okuyup bitiremediğimiz yaşam kılavuzumuz, mezun olamadığımız mektebimizdin baba.

Derdin ya sahip çıkın birbirinize.

Sahip çıkıyoruz, koruyoruz, kolluyoruz birbirimizi.

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için savaşıyoruz.

Sen bize öyle bir miras bıraktın ki; şimdi senin görevini kardeşim yapıyor bize.

2 ablasına Babalık ediyor.

Oysa sen gittiğinde tam 17 yaşındaydı. 

Belki de tam o gün olgunlaştı. 

O gün bir anda bizim abimiz oldu. 

Gözün arkada kalmasın Babam, senin emanetlerine en az senin kadar sahip çıkıyor.

Yetişemediğimiz yerde hep yanımızda.

Çocukluk yıllarımızda düşüp ağladığımız zaman, yaralarımızı temizleyip acımızı dindiren sen oluyordun ya şimdi de kardeşim yaralarımız sarıyor.

O siliyor gözyaşlarımızı.

Acımızı dindiriyor.

Derdimizi dinliyor.

Hani derler ya ‘Babanın Gölgesi’ yeter diye.

Senin gölgen ise kardeşimle devam ediyor.

Ablalarına daima gölge olan bir oğlun var.

Şimdi ben de diyorum ki ‘Kardeşimin Gölgesi’ yeter.

Mekânın cennet, ruhun huzur içerisinde olsun.

Kendin gibi melekler kucaklasın seni, bizim yerimize...

Sevgiyle kalın…