Ülkemiz nice güzelliklerle donatılmış, 7 renk, 7 bölge olarak hepimizin gurur kaynağıdır.

Zenginlikleri saymakla bitiremeyiz. Bugün de İlkeli Köşeme ülkemizin çok güzel bir geleneğini konuk edeceğim. Kadın cinayetlerinin en büyük yaramız olduğu bu günlerde kadına saygının eskiden daha çok gösterildiğini, her geçen gün, bu konuda nasıl geriye gittiğimizi gelin bu geleneğimizle birlikte görelim.

‘Manisa'da Osmanlı Dönemi’nde gelinlik kızların evlenmek istedikleri erkeklere yaptıkları özel 'cilveli kahve' günümüzde de ilgi görüyor. 7 yıl önce patentle koruma altına alınan 'cilveli kahveden' içmek için Ankara, Uşak, İstanbul, Afyonkarahisar gibi illerden birçok kişinin geldiği öne sürülüyor. Manisa'ya özgü öğütülmüş bademle servis edilen ve 'cilveli' olarak bilinen türk kahvesi, kentin kültürünü yaşatıyor. Tarihi Yenihan'da yapılan cilveli kahve, müşteri çekiyor. "İnsanlar, büyük talep olan bu kahveye neden cilveli denildiğini merak ediyor. Osmanlı döneminde kız istemeye gidildiğinde kızların gönlü varsa bu kahveden yapıyorlarmış. Eğer cilveli kahve yapılırsa babalar kızlarına sormadan veriyorlarmış. Ama normal kahve verilirse kızın istemediği anlamına geliyormuş. Gelen görücüleri baba bir şekilde atlatıyormuş. Kahvenin cilvesi buradan geliyor." Öyle ki bu kahvenin patenti alınmış durumda. ‘Cilveli kahvenin' sadece Manisa'da yapıldığını ve 7 yıl önce patentini aldıklarını açıklayan yetkililer şöyle diyor:

"Başka hiçbir yerde yapılmıyor. Ankara'dan gelip istediler ama biz vermedik. Fincana dökülen bol kopüklü Türk kahvesinin üzerine çifte kavrulmuş, öğütülmüş badem ve iki çeşit baharattan oluşan karışım dökülüyor. Kahvenin yanında bir de kaşık veriliyor. Kahve içilmeden önce bademler yeniyor. Ardından kahve içiliyor. Köpükle badem ezmesinin karışımı özel bir tat oluşturuyor. Dövülmüş bademin kahvenin dibine çökmemesi için mutlaka çifte kavrulmuş olması gerekiyor." Bu kadar özellikli kahveyi daha da özel kılan, bir kadının evleneceği erkeği isteyip istemediğinin işareti olarak ta o yıllardan babanın kız evladına verdiği değeri ortaya koyması sebebiyle çok daha özellikli ve kıymetli. Bırakın başlık parasını, istemediği biriyle dahi evlendirilmiyormuş o yıllarda Ege’de genç kızlar gelinlik çağına geldiğinde. 

İlkeli Söz; Gerçek aşk bulunmaz, inşa edilir. Hayatın kendisi tamamiyle aşk’a dairdir.