Yarı final bileti için Hollanda ile karşılaştık. Kart cezalarının çokluğu kısıtlı bir hareket alanı bırakmıştı Montella’ya. Fakat bu kısıtlı alanda yanında 3 merkez forvet oturttuğunu söyleyerek başlayayım.

Maçın başı ve sonundaki 10 dakikaya bakarsanız Montella’nın takımımıza nasıl da pranga vurduğunu anlayabilirsiniz.Santraforsuz oyundaki kısır baskımız, 

Cenk - Semih mağlup duruma düştükten 8 dakika sonra alınınca onlarla bulduğumuz 5 net pozisyon Montella’nın hata hanesine yazar.

İlk 7 dakikada kalemize 3 şut şansı verdik Portakallara. Yaslanarak oynamamız rakibi üstümüze çekti. Sonra saha içindeki Arda isyanı takımı bir adım öne taşıdı ve oyun dengelendi.Bulduğumuz tehlikelerden birini Arda’nın sağ ayağı ve Samet’in kafası ile gole çevirdik. Ferdi, Mert Müldür, Barış Alper, Salih ve Hakan bir an olsun durmayıp sahada basılmadık yer bırakmadı.

Arda ve Hakan müthiş oynadı ve hem önde hem arkada takımı organize eden merkez ikiliydi.Hollanda şaşkındı, o şaşkınlığa ilk destek Clement Turpin ve UEFA’dan geldi. Simons bir pozisyonda Mert Müldür’ün ayağına öyle bastıkı, hakem faulü verdi ama net kırmızıyı sarı kart ile geçiştirdi. VAR devreye girmedi.

G R1 E4 Q Lac A I Z A1H

Aynı şekilde Barış Alper’in yerde kalmasınıda izledi Hakem Clement Turpin.İkinci yarıda Turpin ve Hollanda kadar Montella’da rakibimizdi.

Portakalların yoğun baskısını geri çekilerek karşılamaya çabaladık. 

HOCA FARKI YARI FİNALİ GETİRDİ!

Keoman ikinci yarıya Weghorst’u alarak başladı, yani merkez bir forvet ile daha fazla ceza sahası pozisyonu ile sonuç arayacaklardı. Nitekim Wegorst denedi, indirdi vurdu ve kornerden gelen topu  De Vrij bomboş ağlara yolladı. 

Skor eşitlendi.

İlk müdehalesi tutan Keoman beraberlikten hemen sonra iki oyuncu daha değiştirdi. Baskı arttı ve Mert Müldür’ün kendi kalesine attığı golle 2-1 öne geçti Hollanda.Gollerde başrolde hep oyuna giren merkez santrafor Weghorst başroldeydi. 

Neden Montella’yı eleştiriyorum?

2-1 geri düştükten sonra bile kenarda oturttuğu 3 forvet olan Cenk Tosun, Bertuğ ve Semih Kılıçsoy’u düşünmeyişi sebebi ile eleştiriyorum.

2-1 sonrası Samet Akaydın’ı tabanı ile girip sakatlayan oyuncuyuda es geçti Turpin ekleyeyim. Peki mağlubuz oyundan çıkan Samet ve Mert Müldür giren kim?

Zeki Çelik ve Kerem Aktürkoğlu. Yine santrafor sokmadı Montella. 83. Cenk Tosun ve 89. Semih Kılıçsoy girdi oyuna sonrasında kurduğumuz baskıyı gördünüz. 

Daha doğrusı son 10 dakika yani 80 sonrası Kerem’in 3 pozisyonu değerlendiremediğini, Zeki Çelik’in boş kaleye yuvarlayamadığını, Kenan Yıldız’ın sert şutunda Kaan Ayhan’ın kaleciden dönen topu içeri bırakamaması, Cenk Tosun’un direği sıyıran kafası ve Semih Kılıçsoy’un dokunuşunda kaleci Verbruggen’in Avusturya maçındaki Mert Günok vari kurtarışlarını eklediğimizde Montella’nın santraforsuz oyunlarının bizi nasıl da geri götürdüğünü anlıyoruz.

Gürcüler karşısında çok pozisyon verip kötü oynadık santraforsuzduk. Portekiz’e yanlış kadro santraforsuzluk ve kötü oyun, Çekya 10 kişi kalmasına rağmen bize tek kale oyun oynadı ve oyunu 90+ da son 15 dakika giren Cenk Tosun ile kazandık.  Avusturya maçındaki yediğimiz baskı, nefesimizin tükenmesine rağmen turu atlayışımızı hatırlıyorsunuz. En son dün Hollanda karşısındaki Montella’nın takımı tutan ve sonrasında bıraktığı bol pozisyon bulduğumuz oyun. İşte bu sebeple, kötü ve iyinin değil kendi eski oyuncularının seçildiği kadro mühendisliği, kötü iletişim kurulup Türk halkı ve basınının düşman görüldüğü bir milli takım yaratan Montella 

EĞER BÖYLE DEVAM ESECEKSE bu altın jenerasyonumuzu onunla heba etmeyelim. 

Dünya çapında Arda Güler gibi bir 10 numaramız var ama Arda’nın top atacağı santrafor yok. Böyle bir milli takım isteniyorsa Montella ile devam! 

Gerçi takımın hakimiyeti Montella’da mı yoksa Türk futboluna ihtiyacı olmayan ama Türk futbolunun ona muhtac olduğunu sanan Hamit Altıntop’ta mı bilemiyorum. 

Umarım 18 Temuz’da kibirli Hamit ve Büyükekşi’den kurtuluruz ve başarılara yelken açarız. 

Her şey için teşekkürler Bizim Çocuklar. 

Maçın Üçlüsü 

Ferdi Kadıoğlu - Arda Güler - Türk Taraftarımız