İstanbul'un kalbinde, tarih ve ibadetin buluştuğu bu kutsal mekânlar, Ramazan ayında ziyaretçilerini bekliyor.
İşte İstanbul'da Ramazan ayı boyunca ziyaret edebileceğiniz bazı kutsal mekânları sizler için araştırdık…
Sultanahmet Camii (Büyük Camii): İstanbul'un simgelerinden biri olan Sultanahmet Camii, Osmanlı İmparatorluğu'nun en görkemli yapılarından biridir. 1609-1617 yılları arasında Sultan 1. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırılan cami; tüm dünyada mavi, yeşil ve beyaz çinilerinin yanı sıra mavi kalem işi ile bezenmiş kubbeleri ile tanınıyor. Türkiye’de altı minaresi olan beş camiden biri olan Sultanahmet Camii, Ramazan ayında iftar ve teravih namazları için binlerce müminin akınına uğrar. Tarihi atmosferi ve muhteşem mimarisiyle ziyaretçilerini büyüler.
Ayasofya Camii: 537 yılında beri ayakta olan bu muhteşem yapı, yüzyıllar boyunca hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için en kutsal ibadethanelerden birisi oldu. Uzun yıllar müze olarak ziyaret edilen yapı 2020 yılında tekrar ibadete açıldı.
Eyüp Sultan Camii ve Türbesi: Eyüp Sultan Camii ve Türbesi, İstanbul'un en önemli dini merkezlerindendir. Ramazan ayı boyunca cami ve türbe, yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeker. Eyüp Sultan'ın türbesini ziyaret etmek, İslam dünyasında büyük bir öneme sahiptir.
Fatih Camii: İstanbul'un tarihi yarımadasında bulunan Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul’un fethinden sonra inşa edilen ilk cami olma özelliğine sahip. II. Mehmed tarafından yaptırılan ve inşası 1469 yılında tamamlanan caminin mimarı Atik Sinan olarak da bilinen Sinaüddin Yusuf bin Abdullah. Başta Fatih Sultan Mehmed'in türbesi olmak üzere, Osmanlı tarihinin birçok önemli isminin mezarı da burada bulunuyor. Ramazan ayında burayı ziyaret edenler, caminin tarihi ve dini önemini daha yakından keşfederler. Bu camii teravih namazlarını kılmak isteyenler ile dolup taşar.
Süleymaniye Camii: Süleymaniye Camii, Mimar Sinan'ın başyapıtlarından biri olarak İstanbul'un panoramasına eşsiz bir güzellik katıyor. İstanbul'un simgelerinden biri haline gelen bu muazzam yapı, Kanuni Sultan Süleyman'ın anısına inşa edilmiş ve 1557 yılında ibadete açılmıştır. Caminin dört minaresi, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonra tahta çıkan dördüncü padişah olduğunu yansıtırken, on şerefesi ise imparatorluğun onuncu padişahı olduğunu simgeliyor. Süleymaniye Camii, hem mimari zarafeti hem de tarihi önemiyle İstanbul'un kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.