Sevebilen ve çalışabilen insan sağlıklıdır. Sigmund Freud
Merhaba, yeni hafta öncelikle sağlık getirsin... İstanbul’un birçok doktoru tanır beni. 29 yıllık gazeteciliğimden ve tanınmaktan bahsetmiyorum. O da var tabii ama asıl meşhurluğum sağlık durumumda aşırı pimpirikli olmamdır. Küçük bir sıkıntıda hoppp doktorun kapısında beliririm. Özellikle semtime yakın hastanelerin bütün personelinin gözbebeğiyim!
Sevgili Ali Sunal’ın ‘Hayat Öpücüğü’nü izlediniz mi bilmiyorum. İzlemediyseniz şiddetle tavsiye ederim. Sunal, sanki beni canlandırmış, hastalıklara karşı o kadar pimpirikli ki, evi hastanenin tam karşısında olduğu için o kadar da mutlu… Hastane personeli, o uzun bir süre gelmeyince (o süre de üç gün yani) kaşıntı basıyor! Bana, boğaz manzaralı evde mi yoksa, hastane karşısında olan bir evde mi oturmak istersin diye sorsalar, kimse sormaz da, hadi sordular diyelim, sizce cevabın ne olur?...
Konuya giriş yapmadan evvel, size Şafak Sağlık Grubu’nun CEO’su genç, dinamik bir o kadar da başarılı sevgili Pınar Bayramgürler ve aynı grubun Kurumsal İletişim Direktörü ve yıllardır hayatımda olan iletişimin en sabırlısı Sevinç Kaya Havara’nın bana aylar önce yaptıkları sürprizden bahsetmek istiyorum. Kahveye davet edildiğim bir gün o şahane plaketle karşılaştım. İnanabiliyor musunuz? Bana ‘En Sevilen, en Sadık ve Sempatik hasta’ plaketi yaptırmışlar. Plaketi sevgili Pınar Bayramgürler’en elinden sanki Oscar heykelciliğine layık görülmüş gibi sevinçle aldım. Mesleğim boyunca çok ödüle layık görüldüm, layık görenlere de buradan bir defa daha teşekkür ediyorum. Ancak bu plaket gönlümde hep başka yerde duracak. Bir kez daha teşekkür ediyorum.
Geçtiğimiz hafta bir telefon konuşması yaptım ve çok mutlu oldum. Arayan Aile Hastanesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Börteçine Nurkan Aslan’dı… (İsim şahane değil mi?)… Mutlu olmamın sebebini yazmadan önce bir hafta geçmişe dönmek istiyorum. Aslan’a omuzumda inatçı ve bir türlü geçmek bilmeyen ağrılar için gitmiştim. Odasına girdim, üç ay önce kalbime stent takıldığı için MR’a şu sıralar giremeyeceğimi belirttim. Sevgili doktorum, e-nabızı açtı ve inanabiliyor musunuz, yıllar önce yaptırdığım filmleri, MR’ları tahlilleri aklınıza ne geliyorsa incelemeye başladı. Yani demem o ki, tam benlik. Titiz ve detaycı… Tabii sonra tedavi kısmına geçti. Şimdi bunu anlattıktan sonra döneyim çalan telefona. Alo dediğimde karşımda Dr. Börteçine Nurkan Aslan vardı. İçimden tam bir şey mi oldu acaba diyordum ki, kendisi ‘Uyguladığımız tedavi sonucunu merak ettiğim için’ aradım demez mi? Yani ilk defa ben konuyu açmadan, soru sormadan bir doktor erken davrandı. Bu benim için milat… Genellikle gittiğim doktorlar hep iyidir. Ama bu başka. O zinciri farkında olmadan kırmış da oldu. Dalında uzman olan doktorumun bu ilgisinden hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum. Uyguladığı tedaviyi size daha sonra anlatacağım tabii…
Şimdi de yazının başına dönersem, yani fazla pimpirikli olmak durumlarına şunu da belirtmek istiyorum. Her şeyin fazlası sakıncalı. Bu tüm şeyler için de geçerli, hatta hep derim, sevginin bile fazlası zarar verir. Ancak bazen de şerden hayır çıkabiliyor. Üç ay önce pimpiriklenip kalbime baktırmasaydım Allah korusun başka durumlarla uğraşıyor olabilirdim.
Bugün haftanın ilk günü ve uzun yazarak sizi şimdiden yormak istemiyorum. Her şey gönlünüzce olsun…
Kalın sağlıcakla…
Mezin Dedeyi ile Sağlıkta Ortak Nokta