Yeni anayasa ihtiyacının uzun süredir siyasi gündemi meşgul ettiğine işaret eden Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, "Demokrasimizi güçlendirecek, insan haklarını daha çok koruyacak, hukuk devletini geliştirecek ve darbe döneminin izlerini silecek yeni bir anayasa arayışını biz de destekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Anayasaların temel fonksiyonunun insanların uzlaşıp, barış, güven ve adalet içinde yaşamasını sağlamak olduğunu dile getiren Akarca, şöyle devam etti:

"Toplumsal meşruiyete en üst seviyede ulaşmak, yeni anayasanın odağındaki gaye olmalıdır. Anayasa bir değerler manzumesi olup, aynı zamanda bir arada yaşama manifestosu olmalıdır. Devlet teşkilatına ilişkin hususların anayasada çok fazla yer alması anayasayı insandan uzaklaştırır, bürokratikleştirir. Anayasa sadece toplumsal sözleşme değildir, aynı zamanda devletin topluma taahhüdüdür. Devlet, toplumun değerlerini, ideallerini ve ihtiyaçlarını ciddiye alacağını anayasa ile taahhüt altına almalıdır.

Yeni anayasa gelecek nesillerin haklarını da güvence altına almalıdır. Anayasa, devleti ve toplumu düzenlerken birlikte yaşama arzumuzu da yansıtmalıdır. Toplumsal barışın korunmasının yanında adaletin ve kanun önünde eşitliğin toplum ve devlet hayatının her alanında geçerli olması için kurallarımız olmalıdır.

Anayasa, aynı zamanda kural koymanın da kurallarını belirlemelidir. Kural koymanın kuralları olmazsa, sınır tanımadan sürekli değişen kurallar toplumun dengesini bozar ve enerjisini boşa harcamasına neden olur. Yeni anayasa, insanın, insan olarak yaşamasını kolaylaştırmalıdır. Yeni anayasa, insanca yaşanabilecek bir toplum düzeni kurmalıdır."

YARGI YENİDEN YAPILANMALIDIR

Yargıtay Başkanı Akarca, hukuk geleneklerinde yüksek mahkemelerin yargı yönetiminde etkili veya belirleyici olduğunu, adli teşkilata da yön verdiğini bildirdi.

Hukuki denetimin yanı sıra etkinlik ve verimlilik açısından da mahkemelerin denetlenmesi ve onlara rehberlik edilmesinin yüksek mahkemelerin görevleri arasında sayıldığını anımsatan Akarca, "Bu nedenle, insan haklarının, hukuk devletinin ve demokrasinin en önemli teminatlarından biri olan yargı, yeniden yapılandırılmalıdır. Nitelikli, bağımsız ve tarafsız bir yargı için anayasal güvencelerin bulunması gerektiği açıktır." dedi.

Devlette tüm kuvvetin kaynağını milli iradenin teşkil ettiğini vurgulayan Akarca, hiçbir devlet organının milli iradeden ayrı, müstakil bir kuvveti olduğunun düşünülemeyeceğini kaydetti.

"Anayasal düzende kuvvet tektir, millettir" diyen Akarca, yetkilerin ise ayrı ayrı olduğunu belirterek, "Yargı, bu yetkiyi kullanırken diğer devlet organları ve sivil toplum kuruluşları, medya, uluslararası örgütler ve benzeri etki odaklarının baskısından korunmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Yargı teşkilatındaki yeniden yapılanma önerilerini de açıklayan Akarca, şöyle devam etti:

"Yeni anayasada, Yargıtayın idari yapısı ve yargı organına ilişkin anayasal hükümler sistemsel bir yaklaşımla bu ihtiyaca göre düzenlenmelidir. Hakimler ve Savcılar Kurulu, Adalet Bakanlığı ve yüksek mahkemeler arasındaki görev ve yetki paylaşımı yeniden planlanmalı, Kurul üyelerinin bir kısmı doğrudan yüksek mahkemeler tarafından seçilmelidir.

Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurunun olağan bir kanun yolu gibi uygulanmasının ortaya çıkardığı sorunlar da giderilmelidir. Uzmanlık gerektiren hukuki konularda engin bilgi ve deneyime sahip hakimlerin geliştirdikleri tutarlı içtihatların, bireysel başvurunun amacını aşacak şekilde Anayasa Mahkemesince uygulanması hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerini zedelemektedir. Bu şekilde oluşan belirsizlik ve karmaşa, bozma oranlarının artmasına, yargılama sürelerinin uzamasına ve neticede adli kalitenin düşmesine neden olmaktadır." AA

Editör: Hande Durmaz