Son iki yıldır pandemi nedeniyle dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar bilim kurgu filmlerini bile aratmayacak derecede senaryolarla dolu.
Koronavirüsün etkilerinin her geçen gün daha çok hissedildiği Türkiye’de ekonomik sıkıntıların olması normaldir. Koronavirüsün etkileri bitmeden patlayan Rusya – Ukrayna krizi ve bunun akabinde savaşa dönüşmesi elbette ekonomimize de olumsuz yansımaktadır. Dar gelirlinin. Emeklinin, asgari ücretle çalışanın, memurların durumu ortada iken insanlar bırakın gelecek için plan kurmayı günü bile kurtaramamanın sıkıntısını yaşıyor durumda.
Bilindiği gibi Ocak ve Temmuz ayında maaşlara yapılan zamlar bir nebze iyi gelse de başta akaryakıt, doğalgaz, su, elektrik, ulaşım, kira artışları, temel ihtiyaç malzemeleri ve gıda fiyatlarına yapılan aşırı zamların hiç kimsenin yüzünü güldürmediği de bir gerçektir. Her gün değişen yaşam koşulları nedeni ile kaygı yaşayanların psikolojileri de bozulmaktadır. Fakat bunların çözümü için hükümet de çaba gösteriyor ve insanlarımıza olumsuz yansımasını önlemek için yeni formüller arıyor.
Ülkemizde ve dünyada sorun biter mi? Elbette bitmez. Gerçekten aynı gün bir çok olumsuz haber izlemek insanlarda tramvaya neden olabiliyor. Televizyonlar, gazeteler ve internet görmek istemeyeceğimiz türden haberlerle dolu. Televizyonlarda, youtube’de ve sosyal medyada yapılan gereksiz tartışma programları da cabası.
Bu konulardaki yasalarda yeni ve kalıcı düzenlemelerin acil bir şekilde yapılması gerekiyor. Bunun bilincinde olan siyasiler de her konuda yasaları bir an önce meclisten geçirmek için görüşmelerde bulunuyorlar.
Kişi başına düşen milli gelir düşmüş durumda. Döviz ve altın fiyatlarının son bir yılda bu kadar yüksek olması beraberinde alım gücünün düşmesine neden olmaktadır. Fakat son iki yıla bakıldığında bu sorunun yalnız ülkemizin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu görebiliriz. Mülteciler de ülke ekonomisine büyük bir yük getirmektedir. Bunun da bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Enflasyonun istenilen düzeye düşmesi herkesin ortak arzusudur.
DÜNYA TÜRKİYE’Yİ KONUŞUYOR…
Türkiye son bir aydır dünya gündeminden düşmüyor. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olmak istemelerine Türkiye’nin haklı olarak karşı çıkması büyük ses getirdi. İspanya’daki NATO toplantısından sonra yapılan mutabakatın Türkiye’nin yararına siyasi bir zafer olduğunu kabul etmek gerekiyor. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Yunanistan’ın Türkiye aleyhine yürüttüğü lobi çalışmalarının karşılık bulmaması geri adım atmalarına neden olmuştur. Bu da güzel bir gelişmedir.
Türkiye konum olarak stratejik öneme sahip bir ülkedir. Gelecekte de dünya ülkeleri içinde adından çok bahsettirecektir. Son zamanlarda ülkemizde bulunan petrol ve doğalgazın ileride kullanıma sunulması elbette ekonomiye de olumlu yansıyacaktır. Ekonomik ve sosyal yönden gelişmiş bir Türkiye’yi kim istemez?
Gelecekteki günlerimizin bayram tadında olması dileğiyle.