Çok yemek, hastalık mayasıdır. Ferididdin-i Attar
Psikiyatri Uzmanı Doktor Sıdıka Oksay, halk arasında kaygı olarak tanımlanan anksiyete ile baş etmede tedavilerin yanı sıra; sosyalleşmenin, gülmenin, yoga ve meditasyon gibi yöntemlerin de etkili olduğunu söylüyor.
Anksiyetenin; tehdit altında olunduğunda kişinin kendisini korumak için geliştireceği kaçma ya da savaşma gibi bir durum için bedeni hazırlayan sempatik sistem denen mekanizmanın harekete geçmesi olarak tanımlandığını ifade eden Oksay, “Bu; temelde hepimizde bir miktar bulunması gereken bir şeydir, üzerimize doğru hızla yaklaşan bir aracın bize çarpmasından korkmazsak kenara kaçmayız ya da geleceği için endişelenmeyen biri çalışmaya gerek duymayabilir. Biraz kaygı hayatta kalmak için elzemdir. Ama elzem olandan çok daha fazla kaygı yaşam kalitemiz bozar ve kaygı bozukluğu dediğimiz şey ortaya çıkar.” diye konuştu.
SİNİRLİ, ÇARESİZ HİSSETMEK, ARTAN KALP ATIŞ HIZI
Anksiyetede; bazen kahve, kafein, alkol veya sigara içmek gibi bariz tetikleyiciler olabileceğine dikkat çeken Oksay, kaygıyı arttıran unsurları şöyle sıralıyor:
“Genel olarak stresli bir iş veya çalışma ortamı, araba kullanmak veya seyahat etmek, genetik - aile kaynaklı unsurlar, bazı ilaçların yan etkileri, travma, fobiler, kalp hastalığı, diyabet veya astım gibi bazı kronik hastalıklar”. Doktor Sıdıka Oksay, Anksiyete bozukluklarının belirtilerini ise şöyle anlatıyor; “Sinirli, çaresiz hissetmek, yaklaşan panik, tehlike veya kıyamet duygusu, artan kalp atış hızı, nefes yetmeme hissi ya da sık sık nefes alma ihtiyacı, terleme, titreme gibi belirtilerle kendini gösterebilir.”
Kişinin bu tür fiziksel belirtiler sonrasında öncelikle, kalp, dahiliye, göğüs hastalıkları gibi branşlara başvurabildiğini aktaran Oksay, “Bu kontrollerde bedensel bir sorun olmaması durumunda, bir psikiyatri uzmanına danışılması önerilir. Psikiyatriste başvurulduğunda başvuran dinlenir değerlendirilir ve durum kaygı bozukluğu düzeyine varmışsa ilaç ve bilişsel davranışçı tedaviler uygulanır.” dedi.
GÜLÜN VE SOSYALLEŞİN
Gülmenin kaygıyla başa çıkmaktaki en iyi silahlardan biri olduğuna dikkat çeken Oksay, sözlerini şunları söyledi:
“Kaygı ile baş etmede biraz mizah her zaman iyi gelir, sosyalleşmek ailenizle ve arkadaşlarla vakit geçirmek rahatlamak için iyi bir yoldur. Sosyalleşme; stresi azaltmaya, kahkaha ve beraberlik duygularını teşvik etmeye ve yalnızlığı azaltmaya yardımcı olabilir. Bir hobi edinmek, sanat ve zanaat uğraşları, müzik dinlemek, hayvanlar ve çocuklarla oynamak da stresle başa çıkmada bize yardımcı olabilir. Nefes ve gevşeme teknikleri de kaygıyı azaltmakta etkili olabilir.”
“Bir kahkaha, bir kilo pirzolaya bedeldir” sözü bilimsel olarak da doğrulandı!
Kalın sağlıcakla