Kaygı ve obezite arasındaki ilişki kişiden kişiye değişir. Bir durum diğerine yol açabilir. Her iki sıkıntının tek başına ortaya çıkma ihtimali de mevcuttur. Kaygı, duygusal yemeye; yani olumsuz duygularla başa çıkmak için yemek yemeye yol açabilir. Bu da obeziteye katkıda bulunabilir. Obezite ve buna bağlı toplumsal baskılar stres ve kaygı düzeylerini artırabilir.
KÖTÜ YİYECEKLER BELLİ
İşlenmiş gıdalar, şeker oranı yüksek gıdalar gibi tüketilen besin türleri hem kaygıya hem de obeziteye yol açabiliyor. Ancak bu ilişkilerin detayları ve nedenleri belirsizdir ve kişiden kişiye değişir. Yapılan araştırmalar, şekerli, kızarmış ve işlenmiş gıdaları daha fazla tüketen kişilerin hem kaygı hem de obezite yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
NEDEN OLDUĞUNU GÖSTERMEZ
Ancak bu, birinin diğerine neden olduğunu göstermez ve başka değişkenler de olabilir. Herkes farklıdır. Kaygı ve obezite birlikte yaşandığında, sağlık sorunlarına katkıda bulunan birden fazla şey olabilir.
GELİŞTİRME ŞANSI ARTAR!
Kaygının obezite için bir risk faktörü olduğu ve obezitenin de kaygı için bir risk faktörü olduğu bulunmuştur. Bu, birine sahip olmanın diğerini geliştirme şansınızı artırabileceği anlamına gelir.