Nokta atışı kanser tedavilerinden biri olan kemosaturasyon yöntemi ile sadece karaciğerdeki sıçrama odakları hedefleniyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Metin Çevener, “Kemosaturasyon, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de merak edilen kanser tedavileri arasında yer alıyor. Bu tedavi metodunda ana amaç, yüksek doz kemoterapi ilacının karaciğer içerisine hapsedilerek ilacın tümör hücrelerine daha fazla oranda nüfuz etmesini sağlamaktır. Bu yöntemle verilen ilacın karaciğer dışında başka organlara gitmesi önleniyor, böylece vücudun diğer alanlarında kemoterapiye bağlı yan etki oluşmasının önüne geçiliyor” diye konuştu.
Yaygın metastazı olan hastalarda uygulanabiliyor
Kemosaturasyon tedavisinin, karaciğerinde çok sayıda sıçrama bulunan kanser hastalarında sıkça kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Çevener, “Özellikle karaciğerin her iki lobuna da yayılmış olan yaygın metastazlarda kemosaturasyona başvuruluyor. Bu yöntemin uygulanabilmesi için henüz karaciğer yetmezliğinin başlamamış olması ve hastada sarılık bulunmaması şartı aranır” bilgisini verdi.
Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Çevener, tedavinin aşamalarını şöyle anlattı:
“Kemosaturasyon tedavisi, anjiyografi odasında uygulanan bir yöntemdir. Kasıkta atardamardan girilip karaciğere ulaşılarak üç aşamada uygulanır. 1’inci aşama olan izolasyon aşamasında, kullanılan özel damar kapatma balonları sayesinde karaciğerin çıkış damarları işlem boyunca kapalı tutularak verilen kemoterapi ilacının karaciğer dışına kaçması önlenir. Yani bu aşamada karaciğer ile kalp dolaşımı kısmen birbirinden ayrılmış olur. 2’nci aşama ‘infüzyon’ aşamasıdır. Bu aşamada karaciğer atardamarından, sadece karaciğer dokusuna yayılacak şekilde kemoterapi ilacı verilir. İlk aşamada izolasyon yapıldığı için verilen kemoterapi ilacı karaciğerde hapsolur. İnfüzyon aşamasında verilen ilacın tamamen karaciğeri gittiğinden emin olunur. Son aşama olan ‘filtrasyon’da ise, karaciğere verilen tüm kemoterapi ilacı bir filtrasyon pompası sayesinde filtre edilerek vücut dışına atılmış olur. Böylelikle kemoterapi ilacının vücutta kalarak yan etki oluşturması engellenir. Aynı seansta uygulanan bu 3 aşama ortalama 1.5 saat sürer.”
6 haftada bir tekrarlanabilir
Kemosaturasyonun tekrar edilebilir bir yöntem olduğunu belirten Uzm. Dr. Metin Çevener, “6 hafta aralıklarla birkaç seans uygulanabilir. Kemosaturasyon işlemi anestezi altında gerçekleştirilir. İşlem sonrası hasta bir gün süreyle takip edilerek taburcu edilir. Gerekirse ortalama 6 hafta sonra ikinci seans gerçekleştirilebilir. Verilen ilacın karaciğer dışındaki organlara gitmemesi nedeniyle diğer organlarda bir yan etki beklenmez. Kemosaturasyon tedavisi diğer onkolojik tedavilere engel olmaz. Hastanın planlanan muhtemel ameliyat, ışın veya kemoterapi tedavilerine kısa sürede dönmesi sağlanabilir” diye konuştu.
Tedaviye yanıt alınamayan hastalarda umut verici sonuçlar
Kemosaturasyon tedavisinin, özel bir göz kanseri olan üveal melanom kanserlerinin karaciğer metastazlarında kullanılmak üzere geliştirilen bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Girişimsel Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Metin Çevener, “2023 yılında FDA onayı alan bu tedavi ayrıca melanom metastazları dışında diğer kanser türlerinde de uygulanmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Triple negatif meme kanseri, nöroendokrin tümörler, karaciğer kanseri (hepatobilier kanserler), kolorektal kanserler gibi kanserlerde ancak ön sırada gelen tedavilere yanıt alınamayan durumlarda uygulanmakta olup hastalarda umut verici sonuçlar alınmaktadır” şeklinde konuştu.