Ev hanımı olan 64 yaşındaki Arife Sultan Coşkun, halk eğitim merkezinde makine nakışı, dikiş, kurdele nakışı gibi çeşitli kurslara gitti. Geçen yıl açılan tel kırma kursunda öğrendiklerini evde tekrar eden Coşkun, gözünü yoran işlemenin kendisine zor geldiğini ve kursa devam edemeyeceğini söyledi.
İşçi emeklisi olan Mustafa Coşkun, eşinin bıraktığı yerden örtü, gümüş tel ve iğneyi eline aldı ve eşinden kursta öğrendiklerini kendisine göstermesini istedi. Ertesi gün eşi Arife Sultan Coşkun'un kurstaki öğreticiye gösterdiği işlemeleri çok beğenilen Mustafa Coşkun, bir yılda besmele yazılı tablo, masa örtüsü, çanta ve kolye gibi birçok ürün işledi.
Arife Sultan Coşkun, AA muhabirine, geçen yıl başladığı tel kırma işlemeyi yapamadığını anlattı.
Eşi Mustafa Coşkun'a "Biz bu malzemeleri aldık ama ben tel kırmayı beceremeyeceğim" dediğini aktaran Coşkun, "Eşim sağ olsun elimden aldı, sanki hoca eşime göstermiş gibi işlemeye başladı. Eşimin yaptıklarını kendim yapmışım gibi hocaya gösterdim. 'Eşim yaptı, ben yapamadım.' dedim. O günden sonra hoca başlıyor, Mustafa işliyor, takıldığımız yerde ben de götürüp gösteriyorum." dedi.
"Hoca model gönderdi"
Mustafa Ruhi Coşkun da 45 yaşında emekli olduktan sonra bağ, bahçe işleriyle uğraştığını, torunlara baktıklarını anlattı.
Eşinin işlerine yardımcı olduğunu dile getiren Coşkun, "Biz birlikte çalışırız, birbirimizden fikir alırız. Dikiş dikerken beni overlok makinesine oturtuyor, kendisi düz makine işlerini yapıyor. Overlok işlerini hep ben yapıyorum. Ben biraz daha dikkatli ve özenli yapmaya çalışıyorum. Yaptığım işlerden kendim de memnunum, hanım da memnun." ifadesini kullandı.
Coşkun, eşinin tel kırma işleme kursundan getirdiği numuneye 3-5 model işlediğini dile getirerek, "Eşimden göstermesini istedim. Aldım bir tane yaptım, bu iş basitmiş, kafama yerleşti, düzgün bir şekilde yapmaya başladım. Hoca, yaptıklarımı çok beğenmiş, 'Eşiniz devam edebilir' deyip bana model gönderdi. Çantayı bitirdim, eşime 'Kursiyerlerin içinde en düzgün yapan Mustafa Bey' demiş. Geçen yıl İstanbul'a kızımın yanına gittik, evde canım sıkılmasın diye malzeme götürdük, orada da yaptım. Boş zamanımı bu şekilde değerlendirdim." diye konuştu.
Besmele işlediği tabloyu 3 ayda bitirdiğini ve sergilediğini belirten Coşkun, sergiyi ziyaret edenlerin işlerini beğendiğini kendisinin yaptığını öğrenince de şaşırdıklarını söyledi.
Coşkun internette örnekler araştırdığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tel kırma yapmak beni dinlendiriyor. 'Müzik ruhun gıdasıdır' derler ya ben de tel kırma yaparken vaktin nasıl geçtiğini hiç bilemiyorum. Eğilerek yapıldığı için ara ara kalkıp kendimi dinlendiriyorum. Gözlüksüz yapamıyorum, mecburen yakın gözlüğümü takıyorum. Hiç yılmadım, 'Bu bana zor geliyor' demedim. Ben ince işlerden çok hoşlanan bir kişiyim. Kaba işi zaten yapamam. Sergide duyanlar 'Burada bir amca besmele işlemiş, tel kırma yapmış' diye geliyor. Beni de görünce teşekkür ediyorlar, bu yaşta bu işi yapabilmem onlar için mucize gibi bir şey."