Merhaba sevgili ‘Gazete Yazıyor’ okurları… Tiroit, ülkemizde oldukça sık görülen bir hastalık. İnanın bana çoğu insan kendinde bu hastalığın bile olduğunu bilmeden yaşıyor. Aşırı halsizliğe, kalp çarpıntısına, vitamin eksikliğine (Tabii belirtiler bununla sınırlı değil) bağlayıp avuç avuç vitamin yutanlar da az değil…
Uluslararası tıp dergilerinden JAMA’da yayınlanan yeni bir çalışma, tiroit kanserinin görülme sıklığının dünyada yüzde 185 arttığını ortaya koydu. (Bu arada her tiroit kanser değil. Sakin olun)… Çalışmada dünyada tiroit kanserine bağlı ölüm oranları artarken Türkiye’de azalıyor olması dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Erhan Ayşan, çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek bu tip geniş kapsamlı araştırmaları literatürde ender gördüklerini söylüyor. Tiroit kanserinin görülme sıklığının tüm dünyada yüzde 185 arttığı sonucunu "endişe verici bir değer" olarak değerlendiren Ayşan, şunları söylüyor:
"Bununla birlikte hastalığa bağlı ölüm oranlarında da yükselme görülüyor. Hatta bu artış hızının yüzde 80’lere ulaştığı ülkeler var. Türkiye’ye baktığımızda, ne yazık ki ülkemizde de tiroit kanseri vakalarında artış söz konusu. İyi haber şu ki, ölüm oranları dünya ile aynı paralellikte gitmiyor.
ABD, Çin ve Hindistan’da ölüm oranları artarken, Türkiye’de azalıyor. Bu önemli bir nokta. Konunun derinine indiğimizde Türkiye’de tiroit hastalıkları ve guatr konusunda farkındalığın olduğunu görüyoruz.”
Peki, Karadeniz bölgesinde tiroit neden çok yaygın? Prof. Dr. Erhan Ayşan bunun iki nedeni olduğunu söylüyor ve şöyle bir açıklama yapıyor:
“Birincisi, Karadeniz bölgesinde yüksek dağlık bölgelerde yaşayan insan sayısının fazla olmasıdır. Yüksek dağlık bölgelerde toprak ve sudaki iyot miktarı azdır. Dolayısıyla bu insanlar doğal yollarla (yani gıdalar ve su ile) yeterli iyot alamazlar. Diğer neden ise Karadeniz’de karalahananın bolca üretilmesi ve sevilmesidir. Karalahana iyot seven bir bitkidir ve gıdalarla vücuda girdiğinde vücuttaki tüm iyodu toplar, tiroit bezine hormon üretmek için iyot kalmadığı için doku kendisini büyüterek sorunu çözmeye çalışır ve sonuçta tiroit bezi büyür yani guatr ortaya çıkar…”
KARADENİZ GERÇEĞİ!
Ankara Üniversite’sinin arşivinde şöyle bir makaleye rastladım.
Makale şöyle başlıyor, “Çernobil Nükleer Santrali kazası sonrası Doğu Karadeniz Bölgesi'nde otoimmun tiroit hastalığı prevalansının değerlendirilmesi”…
Çok fazla tıp terimi olduğu için makalenin Türkçesi şu:
“Bu çalışma, ülkemizi de etkilemiş olan Çernobil Nükleer Santrali kazasının otoimmun tiroit hastalığı gelişimi açısından olası etkilerini ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu nedenle çalışma grubu radyokontaminasyona uğradığı bilinen Doğu Karadeniz Bölgesi'nden seçilmiştir.
Elde edilen sonuçlar Çernobil Nükleer Santrali kazasının ülkemizde otoimmun tiroit hastalığı prevalansında artışa neden olmadığını göstermiştir.” Yani Karadeniz bölgesinde yaşanan kanser hastalığı patlaması Çernobil’e bağlı değilmiş… Ben bilmem, makale öyle diyor.
Mutsuzluğumuzun sebebini hemen başka şeylere yüklemeyin! Sebebi tiroit olabilir. Hastaneye gitmeye üşeniyorsanız, aile hekiminde yaptıracağınız kan testi size gerçeği söyleyecektir.
Kalın sağlıcakla..