Çanakkale Zaferi, tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gitmiş sıradan bir muharebe değildir. O, bir milletin var olma mücadelesinin, inancının, azminin ve fedakârlığının en yüce ifadesidir.

Bugün, üzerinden yıllar geçse de Çanakkale’nin ruhu, her birimizin kalbinde hâlâ taptaze ve diri. Bu zafer, sadece bir toprak parçasını koruma mücadelesi değil, aynı zamanda bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun simgesidir.

Çanakkale’yi düşündüğümde, aklıma ilk gelen şey, o genç yaşta cepheye koşan Mehmetçik’in gözlerindeki o korkusuz bakıştır. Onlar, vatan denilen kutsal emaneti korumak için canlarını hiçe saydılar. Henüz hayatın baharında olan binlerce genç, vatan sevgisi uğruna şehadet şerbetini içti. Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, bu, onların o büyük fedakârlığı sayesindedir.

Çanakkale Savaşı, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda bir ruhtur. O ruh, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” sözünde saklıdır. O ruh, Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı o devasa mermide, Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlarda, siperlerde yan yana yatan Mehmetçiklerin omuz omuza mücadelesindedir. Bu ruh, bize her zaman birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğini hatırlatır.

Bugün, Çanakkale’yi anlamak, sadece geçmişte yaşananları bilmek değil, o ruhu bugüne taşımaktır. Çanakkale, bize vatan sevgisinin ne demek olduğunu, birlikten kuvvet doğduğunu, imkânsız denilenin aslında imkân dâhilinde olduğunu öğretir. Bugünün gençleri olarak, bizler de bu ruhu yaşatmalı, vatanımıza, milletimize ve değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Çanakkale Zaferi, sadece Türk milletinin değil, tüm dünyanın hayranlıkla andığı bir destandır. Düşman askerlerinin bile “Biz burada kahraman bir millete karşı savaştık.” dedikleri bu topraklar, bugün barışın, kardeşliğin ve insanlığın simgesidir. Çanakkale, bize savaşın değil, barışın ne kadar kıymetli olduğunu da hatırlatır.

Sonuç olarak, Çanakkale Zaferi, tarihin altın harflerle yazdığı bir destandır. Bu destan, sadece geçmişte kalmamalı, geleceğe de ışık tutmalıdır. Bizler, bu toprakların evlatları olarak, Çanakkale ruhunu her daim yaşatmalı, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmalıyız. Çanakkale’yi anlamak, onun ruhunu hissetmek ve gelecek nesillere aktarmak, hepimizin görevidir.

Çanakkale geçilmez, çünkü o, bir milletin kalbidir. Ve o kalp, asla durmaz.