Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Nergis Çiçeğinin pek çok kişi tarafından bilinmeyen özelliklerini yazdı. Tıbbi Biyokimya alanındaki profesör Karabulut'a göre, nergis Doğu kültüründe zenginliği ve iyi talihin sembolü olarak kabul edilirken, Fars edebiyatında güzel gözlerin sembolü olarak görülmektedir. İngiliz edebiyatında da sıkça nergis ismi geçmektedir. Karabulut'a göre, "Nergis Galler'in milli çiçeğidir. Ancak nergisi en çok Eski Yunan Mitolojisi'ne dayalı Narcissus hikayesiyle tanıyabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda nergis çiçeğinin baharın en erken habercileri olduğunu da hatırlatan Karabulut, "Mart ayı ile hatta bazı iklimlerde Şubat ayıyla birlikte kırlarda, kaya diplerinde ve yol kenarlarında topluluklar halinde açarlar. Nergis bitkisinin sapları 20-80 cm arasında değişebilir. Soğanlı ve hoş kokulu olan bu bitkilerin taç yaprakları, beyazın veya sarının tonlarında olabilir. Avrupa'nın doğal bitkilerinden olan nergis, tür zenginliği açısından en fazla İspanya ve Portekiz'de bulunur. Ayrıca, Akdeniz kıyılarından Japonya'ya kadar aynı enlem dereceleri arasında yetişir. Avrupa, Kuzey Amerika ve Kuzey Afrika ülkelerinde nergis yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ancak bitkinin soğanları en az bir yıllık aralıklarla kullanılabilir çünkü çiçek vermiş bir soğan tekrar ekildiğinde bir sonraki yıl çiçek vermez" şeklinde konuştu.
Nörolojik hastalıklarda kullanılıyor
Nergis içerisinde bir dizi alkaloid bulunduğunu belirten Karabulut, "Nergiste en dikkate değer alkaloidlerden biri -aslında üzerine en fazla araştırma yapılanı- galantamin maddesidir. Galantamin ilk kez Ruslar tarafından 1950'lerin başlarında Galanthus woronowii, yani kardelen çiçeğinden izole edildi. Kısa bir süre sonra Japonya'dan Uyeo ve Kobayashi, aynı molekülü Lycoris radiata, yani kırmızı örümcek zambağından elde etti. Bu sayede nergisgiller ailesinin tüm üyelerinde bulunan bu madde fark edildi ve 1960-70'lerde SSCB'de nörolojik hastalıklar için kullanıldı; ancak Soğuk Savaş dönemi nedeniyle dünyanın geri kalanı bu gelişmelerden haberdar olmadı. Amerika'da ilaç olarak onay alması ise 2001 yılına denk geldi" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Alzheimer'ı durduruyor
Dünya genelinde 50 milyon kişiyi etkileyen Alzheimer hastalığının nedeninin henüz tam olarak anlaşılamadığını vurgulayan Karabulut, "Alzheimer hastalarının beyinlerinde ölüm sonrası görülen düğüm ve plaklar, hastalığın karakteristik belirtileri olarak kabul edilmektedir. Amiloid hipotezi, hastalığın beta amiloid adı verilen proteinlerin anormal bir şekilde üretilip birikmesi sonucu oluştuğunu öne sürer. Bu proteinlerin birbirine dolanarak sertleşmesi hastalığın başlamasına neden olabilir. Bu durumu yavaşlatmaya veya durdurmaya yönelik ilaç adayları, örneğin zeytinyağındaki oleokantal gibi, büyük ilgi görmektedir. Galantamin ise AK enziminin bu plak oluşumunu hızlandırdığına dair teorilerle ilişkilendirilmekte olup, bu enzimi yavaşlatarak veya durdurarak düğüm ve plak oluşumunu da yavaşlatabileceği düşünülmektedir. Galantamin, hastalığı doğrudan tedavi etmese de ilerlemesini durdurabilir ve belirtileri hafifletebilir" açıklamasını yaptı.
Çiçekten galantamin elde etmenin maliyetinin oldukça yüksek olduğunu ve bu nedenle ilaç şirketlerinin bu maddeyi ticari olarak üretme yolunda çaba gösterdiğini belirten Karabulut, "Laboratuvar koşullarında sentezlenebilir, ancak bitki hücrelerinde üretiminin gerçekleştirilmesi hem tarımsal ekonomi açısından hem de milli ilaç üretimi açısından büyük önem taşımaktadır" dedi.
Dikkat edilmesi gereken hususlar
Karabulut, nergis bitkisinin tüm bölümlerinin zehirli bir kimyasal olan likorin içerdiğine dikkat çekerek şunları ifade etti:
"Özellikle soğan kısmı, bu kimyasal bakımından zengindir. Bitkinin herhangi bir bölümünün tüketilmesi mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi belirtilere neden olabilir. Bu etkiler genellikle üç saat boyunca devam eder. Yüksek miktarda nergis tüketen hayvanlarda düşük kan basıncı, uyuşukluk ve karaciğer hasarı gibi daha ciddi sorunlar bildirilmiştir. Ayrıca çiçek kısmında, özellikle ampulla bölgesinde mikroskobik düzeyde oksalat bulunmaktadır. Oksalatlar yutulduğunda dudaklarda, dilde ve boğazda şiddetli yanma ve tahrişe yol açabilir."
Nergis türleri
Karabulut ayrıca, nergis çiçeğinin Anadolu'dan Japonya'ya kadar doğal olarak birçok yerde yetiştiğini belirtirken şu açıklamalarda bulundu:
"1920'lerde sadece bir Hollanda şirketinin envanterinde 2 binden fazla çeşidi olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. İngiliz nergis severler, 1898 yılında Daffodil Society adını verdikleri bir topluluğu kurmuş ve bu platform üzerinde her türden bilgi arşivlenip paylaşılmaktadır. Türler arasında, Çin nergisi (narcissus tazetta), yabani nergis (narcissus pseudonarcissus), fulya (narcissus jonquilla), zerrin (narcissus poeticus), güz nergisi (Narcissus serotinus) gibi çeşitler bulunmaktadır. Türkiye'deki nergis türlerinin tanımlanması, mevcut çeşitlerin korunması, daha uzun ömürlü veya hoş kokulu yeni çeşitlerin yetiştirilmesi gibi konularda yapılan çalışmalar şu an için oldukça sınırlıdır. Türkiye'de en yaygın görülen tür Narcissus tazetta'dır, ancak Ege, Akdeniz ve hatta Karadeniz'in bazı bölgelerinde doğal ve doğallaşmış başka türler de mevcuttur.
Kastamonu iline bağlı İnebolu ilçesinde "zellankadef" adıyla anılan nergis çiçeği, halk pazarlarında köylü kadınlar tarafından satılmaktadır. Bu isim Azerbaycan'da ve Urdu dilinde de nergis çiçeğini ifade etmek için kullanılır.
Narcissus poeticus türünün Türkiye'de Ege Bölgesi'nde özellikle Karaburun ve Mordoğan bölgelerinde yetiştirildiğini vurgulayan Karabulut, "Karaburun'a gittiğinizde 'Eskiden çiçekler açtığında tepeler bembeyaz olurdu, sanki kar yağmış gibi' diyen Karaburun sakinleriyle karşılaşabilirsiniz. Ancak 1980'lerin sonlarına doğru soğan sak nematodu hastalığı, Latince adıyla ditylenchus dipsaci (kühn), büyük zarara neden oldu. Bu hastalık sebebiyle emek verilip ticari karşılık elde edilemeyen nergis üretimi Karaburunlular tarafından yavaş yavaş terk edildi. Ayrıca her kış Karaburun'da Nergis Festivali düzenlendiğini de not düşelim." şeklinde bilgi verdi.