Ataerkil topluluklarda kadınlar daha doğmadan kendileri için atfedilen bu kalıplarla hayatları boyunca yaşamaya mahkum edilmektedirler. Hayatlarının her bölümünde farklı olumsuz etkilere maruz kalan kadınlar bu kalıplarları içselleştirmeye küçük yaşlardan itibaren başlamaktadırlar. Kadınlar küçük yaşlarından itibaren hangi oyuncaklarla oynayacaklarını,nasıl oturmaları gerektiğini nasıl konuşmaları gerektiğini hatta nasıl konuşmamaları gerektiğine kadar birçok alanda yaşamlarına dair her şeyi öğrenmekte zorunlu hale getirilmektedir. Bu kalıplar kadınların sadece gündelik hayatlarını değil inançlarını, beklentilerini ve meslek seçimlerini etkilemektedir.
Kadınlar hayatlarının her alanında olumsuz etkisini gördükleri bu toplumsal cinsiyet kalıpları ile mücadele ederken ataerkil siyaset bu kalıpları pekiştirmeye devam etmektedir. Böylelikle kadınlar evde ve kamusal alanda içinde bulundukları toplumda kabul edilen kadın olmak zorunda kalmaktadırlar. Kadınlar ancak evde iyi bir eş ve iyi bir anne oldukları zaman kamusal alanda var olabilmektedirler. İyi bir eş ve iyi bir anne olma beklentisini karşılayan kadınlar yine toplumun kabul ettiği kadına uygun görülen mesleklerde kamusal alanda da yer almayı başarabiliyor. Dolayısıyla kadınlar yetenekleri ve ilgileri olduğu halde hayal ettikleri meslekleri yapmak yerine toplumun onlar için uygun gördüğü mesleği yapmak zorunda bırakılmaktadır.
Toplumsal cinsiyet kalıplarının etkisi ataerkil topluluklarda yalnızca kadınlar için değil, erkekler içinde olumsuzluklar barındırmaktadır. Erkekler de doğdukları andan itibaren nasıl davranışlarda bulunmaları gerektiğini, hangi renklerin, hangi oyuncakların kendileri için uygun olduğunu toplumsal cinsiyet kalıpları ile öğrenmeye başlamaktadırlar. Ataerkil topluluklarda erkeklerden duygularını belli etmeden yaşamaları, her zaman güçlü olmaları beklenmektedir. Bunun en yaygın örneği ise erkeklerin ağlamalarının yasaklanmasıdır. Küçüklükten itibaren duygularını ifade etmeyi öğrenmeyen erkeklerin yaşamları boyunca yaşayabilecekleri iletişim sorunları sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Çocuk büyütülürken neler yapılabilinir ?
Renkler cinsiyet ifade etmez.Bu nedenle kız çocukları pembe, erkek çocukları mavi ile büyütülmemelidir. Çocuklar gökkuşağı renklerinin tamamı ile büyüsün.
Meslek seçimi cinsiyet ifade etmez. Bu nedenle kız çocuklarına uygun ya da erkek çocuklarına uygun meslekler yoktur, tüm meslekleri ilgisi ve yeteneği olan herkes yapabilir. Dolayısıyla çocuklarınızı cinsiyetine göre değil yeteneği ve ilgisi konusunda meslek seçimine yönlendirin
Uzman Psikolog Samira Serpal,''Duygular herkes içindir, sadece kadınlar için değildir. Erkek ve kız çocuklarınızın duygularını ifade etmesine dair cesaretlendirin. Bir erkek çocuğunun üzülmesinin hatta ağlamasının normal olduğunu kabul edin. Ağlayan erkek, güçsüz erkek kalıp yargısını yıkın.''dedi.