Tartışmalar ilişkinin bir parçası olsa da, telefonda tartışmanın daha da büyüyebileceği ve yanlış anlaşılmaların artabileceği bir gerçek. Yüz yüze iletişim, duyguları daha doğru bir şekilde ifade etmeye ve empati kurmaya yardımcı olur. Telefonla yapılan tartışmalar ise tonlama eksiklikleri, yanlış anlamalar ve anlık duygusal patlamalar gibi problemlere yol açabilir. Tartışmalar sonrası sakinleşmek, bir süre ara vermek ve daha sonra olgun bir şekilde konuşmak ilişkinin sağlıklı ilerlemesine katkı sağlar. Bu tür durumlarda sakin kalmak ve olumsuz duyguları kontrol etmek önemli.
Tartışmaların nerede ve nasıl yapıldığı, ilişkinin geleceği üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.Son dönemlerde sıkça karşılaştığımız bir durum var: Telefon üzerinden yapılan tartışmalar, genellikle yanlış anlamalara ve daha büyük problemlere yol açıyor.
“Keşke Demeseydim” Anlarının Başrolü: Telefon Tartışması
Hepimiz bir dönem mutlaka yaşamış olabilir: Öfkeyle ağzımızdan bir laf çıkar, sonra pişmanlık diz boyu. Telefonda bu anlar daha beter! Çünkü biriniz markette, öteki trafikte, ne sakin kafayla konuşacak zaman var ne de birbirinizi toparlayacak şans. Küçük bir “Niye böyle yaptın?” sorusu, beş dakikada “Sen zaten hep böylesin!” suçlamasına döner. Sonuç? Kırılan kalpler ve kapanan telefonlar.
Sözler Havada Uçuşuyor, Ama Duygular Eksik Kalıyor
Telefonla iletişim, yüz yüze görüşmenin yerini tutamaz. Ses tonu yanlış algılanabilir, mesajın ardındaki niyet tam olarak anlaşılamayabilir ve en önemlisi, beden dili gibi duyguları tamamlayan unsurlar devre dışı kalır. Örneğin, partneriniz sinirle bir şey söylediğinde, bunu telefonda bir tehdit gibi algılayabilirsiniz; oysa yüz yüze olsanız, gözlerindeki yorgunluk veya üzüntüyü fark edip daha yapıcı bir tepki verebilirdiniz. Araştırmalar, metin veya ses temelli iletişimin, duygusal bağ kurma ve çatışmayı çözme konusunda yüz yüze iletişime kıyasla çok daha zayıf olduğunu gösteriyor.
Küçük Bir Sorun, Büyük Bir Krize Dönüşebilir
Telefonda tartışırken, anlık öfkeyle söylenen sözler geri alınamaz ve genellikle kontrol edilemeyen bir sarmala dönüşebilir. “Beni hiç anlamıyorsun!” gibi masum bir cümle, yanlış bir tonda veya bağlamda, ilişkiyi zedeleyen bir suçlamaya evrilebilir. Üstelik, telefon görüşmeleri genellikle aceleye gelebiliyor; bir taraf iş arasında, diğer taraf yolda olabilir. Bu da, tartışmayı sağlıklı bir şekilde çözmek için gerekli olan dikkati ve özeni imkânsız hale getirir.
Peki, Ne Yapmalı ?
Tartışmalarınızı telefonda değil, uygun bir zaman ve ortamda yüz yüze yapmaya özen gösterin. Partnerinizle bir konuyu konuşmanız gerektiğini hissediyorsanız, “Bunu şimdi telefonda tartışmak yerine, eve geldiğinde sakince konuşsak nasıl olur?” gibi bir öneriyle durumu erteleyebilirsiniz. Bu, hem duygularınızı daha iyi ifade etmenize hem de karşınızdakini gerçekten anlamanıza olanak tanır.
Tartışma sonrası da önemli. Öfke soğuduğunda, iki tarafın da sakinleşip birbirine adım atması, ilişkinin onarılması için kritik bir fırsat sunar. “O an sinirle söylediklerim için özür dilerim” ya da “Seni üzdüğüm için pişmanım” gibi basit ama samimi cümleler, köprüleri yeniden kurabilir.
Uzman Klinik Psikolog Kaan
Uzman Klinik Psikolog Kaan