Her yıl 7-14 Ocak'ta farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan "Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası" kapsamında AA muhabirine konuşan Şentürk, güncel müzikal çalışmalarını ve engelliler için planladıkları projeleri anlattı.
Şentürk, sekiz sene yatılı okulda okurken, sürekli radyo dinlediğini ve en yakın dostunun da radyo olduğunu belirterek, "4-5 ay önce TRT Radyo ile bir görüşme yaptık. TRT FM'de her çarşamba ve perşembe gecesi 00.00-02.00 arası 'Gönülden Gönüle' diye bir hayatı paylaştığımız, hiç plan yapmadan sohbet ettiğimiz, birbirimizin yaralarını sarmaya çalıştığımız bir program yapıyoruz." diye konuştu.
TRT Müzik'te her cumartesi program yapmaya devam ettiğinden de bahseden Şentürk, engellilerle ile çalışmalarına dair şu bilgileri verdi:
"Dünya Engelliler Birliği Başkanıyım. Özellikle şimdi Filistin meselesi ve bu soykırımın getirdiği süreçten dolayı engellilik durumu üzerine eklenecek. 'Ne yapabiliriz' diye bakmaya çalışıyorum. Bunun dışında şarkılar yazıyorum. Yakında adı 'Aşık' olan yeni bir şarkımız çıktı. Şarkı 'Sen bana çok iyi geliyorsun gerçekten, bunu söylemek istiyorum. Kalbin aynı şeyleri sana da söylüyorsa ben aşık ölmek istiyorum' diyor."
"Yemin" isimli yeni bir şarkının hazırlıklarını tamamladığını da söyleyen Şentürk, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde müzik platformlarında yerini alacağını da duyurdu.
Sanatçı, hayata nasıl bakıldığının önemine dikkati çekerek, "Biz iki kız, iki erkek kardeş, babam ve ben sağlam doğduk. Baba tarafından gelen genetik körlük vardı. Sizler hayatınızda küçük küçük kazalar yaşadığınızda hiçbir şey olmazken, biz genetik sıkıntıdan dolayı altı kişi kör olduk ailede. Ben düştüm, ağabeyime salıncak çarptı, babam ortaklarının ihanetine üzüntüden... Herhangi bir sorunda hep körlükle karşılaştık. Sen üşütünce grip olursun ya biz üşütünce kör olduk." ifadelerini kullandı.
Kosova göçmeni bir ailenin çocuğu olan ve sekiz sene körler okulunda okuduğunu aktaran Metin Şentürk, şunları kaydetti:
"Benim hayatımın mimarı ve meleği annemdir. O okuma yazma bilmeyen Kosovalı kadın öyle bir hayat çizgisi çizmiş ki bana. İlkokulda bir gün eve geldim. Ağlayınca böyle burnu tıkanmış. 'Anne niye ağladın?' dedim. 'Çok üzülüyorum evladım' dedi. 'Neye üzülüyorsun anne?' dedim. 'Hepiniz kör oldunuz evladım' dedi. Ben annemin o acısını hissettim, 12-13 yaşındayım. 'Bak bodrum katta yaşıyoruz, yedi çocuk, sen ve babam dokuz kişiyiz. Biz fakir değil miyiz anne?' dedim. Sinirlendi, 'Ayıp mıdır fakirlik?' diye sordu. 'Onu demiyorum anne, evde 6 kişi daha görseydi, ışıkları yaksaydı elektrik faturasını nasıl ödeyecektik?' dedim. Yüzü güldü. Hayatım boyunca beni tanıyanlar bakış açımı değiştirince acılarımın da değiştiğini gördü."
"HERKES HİKAYESİNİN KAHRAMANI OLMAK İÇİN YAŞAMALI"
Şentürk, engelliler için belirlenen gün ve haftaların farkındalık oluşturmak için var olduğunun altını çizerek, fiziksel engelleri olanlara umudu, sabrı ve şükrü tavsiye etti.
Yaratılan her insanın bir hikayesi olduğunu vurgulayan Şentürk, "Hikayende figüran mı olacaksın, kahraman mı? Herkes kendi hikayesinin kahramanı olmak için yaşamalı. Hikayemizin kahramanı olmak, hayatı yenmek, hayatta bizi üzen, bizi ezmeye çalışan ne kadar zorluk varsa onların üstesinden gelmek demektir." dedi.
Sanatçı, üç ayı aşkındır devam eden İsrail'in Filistin'e olan saldırılarına da değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hazreti Ömer'in güzel bir lafı var, 'Zalim zulmünde ısrar ediyorsa sonu yakındır, mazlum sabrında ısrar ediyorsa zaferi yakındır.' Burada 1,5 milyarlık Müslüman aleminin bir araya gelebilmesiyle tek bir kişinin ölmesi bile imkansızlaşacakken maalesef bu olaya seyirci kalındı. Bu fatura insanlık tarihinin en kara sayfalarında yer alacaktır. Ancak biliyoruz ki orada hem kayıplar çok hem de bu saatten sonra hayatı engelli sürdürecek olanlar var. Biz de 'ne yapabiliriz' diye Avrupa Birliği fonlarıyla hukuk bölümümüz çalışıyor. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın inanılmaz bir inisiyatif alışı ve sahip çıkışı, Cumhuriyet tarihinde görülmüş bir şey değil. Bu nedenle bu konularda içimiz o kadar rahat ki. Yetkili mercilere gidiyoruz onlar yolumuzu açıyorlar, gerekli imkanları da sağlıyorlar. Orada hayat inşallah biraz normale döndüğünde bunu Filistin için de yapacağız."