Türkiye, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynaklarına göre, yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci, dünyada ise 11'inci sırada yer alıyor. Enerji kapasitesi her yıl artarken, yenilenebilir enerji projelerine verilen destekler de devam ediyor.
Stratejik önceliği olan bu alanın sigortalanması kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Türkiye Sigorta Teknik Genel Müdür Yardımcısı Akpınar, artan enerji tüketimi ve hükümetlerin sıfır karbon politikalarının, dünya genelinde yenilenebilir enerjiye olan talebi önemli ölçüde artırdığını söyledi.
Türkiye'de de bunun yansımalarının görüldüğünü belirten Akpınar, son 5 yılda güneş enerjisi santralleri kurulu gücünde yüzde 138 artış olurken, rüzgar santrallerindeki artışın yüzde 63,5 olduğunu anlattı.
Akpınar, bu büyümeye dikkati çekerek, "Sektörün büyümesiyle paralel olarak yenilenebilir enerji sigortasına talepte de kayda değer bir artış yaşandığını söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde de bu talebin artarak devam edeceğini öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Yenilenebilir enerji yatırımlarını ve yeşil finansmanı destekleyen ürünler geliştiriyoruz"
Değişen müşteri ihtiyaçları doğrultusunda sürdürülebilir sigorta ürün portföyünü geliştirdiklerini aktaran Akpınar, Türkiye'nin stratejik varlıklarının yanı sıra güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji yatırımlarına verilen güvencelerle bu alanda sektörde öncü konumda olduklarına işaret etti. Akpınar, şunları kaydetti:
"Yenilenebilir enerji yatırımlarını ve yeşil finansmanı destekleyen ürünler geliştiriyoruz. Yenilenebilir enerji projelerine, 2023 yılı sonu itibarıyla toplam 196 milyar lira tutarında teminat sağladık. 2024'te bugüne kadar yaklaşık 3 bin adet poliçe ve 350 milyar lira teminat güvencesi sağlamış durumdayız. Güvence verdiğimiz projelerin yüzde 42'si hidroelektrik, yüzde 31'i rüzgar, yüzde 13'ü güneş, yüzde 1'i biyogaz ve yüzde 0,6'sı jeotermal enerji santrallerini kapsıyor."
Akpınar, 2023'te karbonsuzlaşmayı destekleyen elektrikli araçlar için tasarlanan yeşil kasko ve t-kasko ürünlerini hayata geçirdiklerini bildirdi.
Bu ürünlerin bu yılın 9 ayı itibarıyla toplamda 207 milyon lira değerinde sürdürülebilir sigorta ürün portföyü prim üretimine katkı sağlayarak toplam kasko prim üretiminin yüzde 2,4'ünü oluşturduğunu kaydeden Akpınar, "Doğal afetler sektördeki önemli gündem maddelerinden biri. Deprem, sel ve yangın gibi afetler sonrası sigortalıların kayıplarını telafi etmeye odaklanan ürünlerimizle 2023'te yaşanan büyük depremlerde, 11 ilde toplam 5,1 milyar lira tazminat ödemesi yaparak toplumun en zor anlarında yanlarında olduk. Aynı zamanda, 2024 yılının ilk 8 ayı itibarıyla yangın ve doğal afetler branşında geçtiğimiz yıla kıyasla pazar payımızı 4,1 puan artırarak yüzde 23,3 ile sektörde öncü olduk." diye konuştu.
"Enerji santralleri için riskler, o santral özelinde belirleniyor"
Akpınar, temiz enerji santrallerinin olası risklerine değinerek, rüzgar türbinlerinde yapı gereği yıldırım, kanat hasarı ve makine kırılması risklerinin ön plana çıktığını, güneş enerji santralleri için özellikle hırsızlık riski ve başta kar ağırlığı olmak üzere doğal afet riskinin yüksek olduğunu bildirdi.
Akpınar, türü ne olursa olsun, enerji santralleri için risklerin o santral özelinde belirlendiğine dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı:
"Riskler genel itibarıyla riskin lokasyonu, çevre koşulları, alınan önlemler gibi faktörlere göre değişiklik gösteriyor. Aynı zamanda tesisin dizayn yapısı, marka ve modeli, bakım anlaşmaları ve makinelerin çalışma süreleri de önemli etkenler. Enerji santrallerimiz için geniş kapsamlı makine kırılması ürünümüz bulunuyor. Bu sayede hidroelektrik santrali, rüzgar enerjisi santrali, güneş enerjisi santrali ve jeotermal enerji santrali faaliyetlerinde çalışan firmalara güvence veriyoruz. Ürün dahilinde makine kırılması teminatının yanı sıra yangın, yıldırım, infilak, deprem ve diğer doğal afetler, terör, kar kaybı ve taşınmaza bağlı hukuksal koruma teminatları bulunuyor."
Ek olarak santral çalışanları için işveren mali mesuliyet sigortası sunduklarını belirten Akpınar, olası bir kaza durumunda santralin çevreye verebileceği zararlardan kaynaklanabilecek sorumluluk dahilindeki zararlara teminat sağlayan üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet poliçesi ile de destek olduklarını söyledi.
Akpınar, müşterilerine ücretsiz risk mühendisliği hizmeti sunduklarını, poliçe alıp almamalarına bakmaksızın tüm tesislere risk mühendisleri göndererek, tesislerin mevcut durumlarında yer alan eksiklikleri tespit edip risklerin iyileştirilmeleri konusunda destek olduklarını kaydetti.
Afet döneminde öncelikli olarak ilk andaki ihtiyacı belirlemeye çalıştıklarını anlatan Akpınar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Akabinde hasar ile ilgili eksper atama ve rapor süreçlerine geçiliyor. Gerekli durumlarda tesisleri kendi personelimiz ile yerinde ziyaret ederek, hasar süreçlerinin ve müşterilerimize desteklerin zamanında, eksiksiz yapılması konusunda tespitler yapıyoruz. Süresi ve sıklığı giderek artan doğal afetler ve tüm dünyayı etkileyen iklim değişikliği riskleri nedeniyle önümüzdeki günlerde de sektörümüzün en önemli gündeminin bu başlıklar olacağını söyleyebiliriz. Bu alanda yapay zeka destekli tahmin ve modelleme ürünlerini kullanarak risk analizi ve fiyatlandırmayı daha hassas hale getirmenin kritik olacağını düşünüyoruz."