Ödemi, özellikle vücudun belirli bölgelerinde, bacaklar, ayak bilekleri, eller ve yüz gibi sıvı birikmesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak tanımlayan Uzman Diyetisyen İrem Orhan Demirel, ödemin birçok kişinin günlük yaşamını zorlaştıran bir durum olduğunu belirterek, ödemi önlemek için yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Uzman Diyetisyen İrem Orhan Demirel, Şok Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunarak ödemin önüne geçebilmek için sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dair önemli ipuçları paylaştı...
Uzman Diyetisyen İrem Orhan Demirel
SU TÜKETİMİNİ ARTTIRIN
Diyetisyen İrem Orhan Demirel, vücudun su tutmaması için ilk adımın yeterli su tüketimi olduğunu vurguluyor. "Vücudun ihtiyaç duyduğu su miktarını almak, hem hücrelerin düzgün çalışmasını sağlar hem de böbreklerin fazla sıvıyı atmasını kolaylaştırır. Günlük su tüketim miktarı bireyin kilosuna, yaşına ve fiziksel aktivitelerine göre değişebilir ancak genel olarak günde 2-2.5 litre su içilmesi önerilir diyerek susuz kalmanın ödem riskini arttırdığına değindi.
TUZ TÜKETİMİNE DİKKAT EDİN
Tuz tüketiminin ödem oluşumunda büyük bir etkisi olduğunu belirten Demirel, "Tuz, vücutta sıvı tutulumunu artırarak ödemin başlıca nedenlerinden biri haline gelir. Özellikle işlenmiş gıdalarda yüksek miktarda tuz bulunur, bu nedenle işlenmiş yiyeceklerden ve hazır soslardan kaçınmak gerekir" diye konuştu. Tuz tüketimini azaltmak için yemekleri doğal baharatlarla tatlandırmayı öneren Demirel, bu sayede hem sağlıklı bir lezzet elde edilebileceğini hem de ödemin önlenebileceğini ifade etti.
POTASYUM İÇEREN GIDALARA YÖNELİN
İrem Demirel, potasyumun vücuttaki sıvı dengesinin korunmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, "Muz, avokado, tatlı patates, yeşil yapraklı sebzeler ve yoğurt gibi potasyum açısından zengin yiyecekler tüketmek ödemin azalmasına yardımcı olur" dedi. Potasyumun, fazla sıvının hücreler arasında tutulmasını önlediğini ifade eden Demirel, günlük diyetinize bu besinleri eklemenin ödemle mücadelede fayda sağlayacağını belirtti.
Kafein ve Gazlı İçeceklerden Kaçının
Kafeinli içeceklerin vücudun su tutmasına neden olabileceğine dikkat çeken Demirel, "Kahve, çay ve gazlı içecekler vücuttaki sıvı dengesini bozarak ödemi tetikleyebilir. Bu içecekler yerine bitki çayları gibi doğal ve kafeinsiz alternatifleri tercih etmek daha sağlıklı bir seçenek olacaktır" şeklinde konuştu. Özellikle yeşil çay, papatya çayı ve rezene gibi bitki çaylarının ödem atmaya yardımcı olduğunu belirten diyetisyen, bu çayların antioksidan açısından da zengin olduğunu ifade etti.
DÜZENLİ HAREKET EDİN
Ödemin önlenmesinde hareketin büyük bir önemi olduğunu belirten Demirel, "Gün boyunca hareketsiz kalmak, kan dolaşımını yavaşlatarak sıvı birikimine yol açabilir. Her gün düzenli olarak yürüyüş yapmak, hafif egzersizler uygulamak kan dolaşımını hızlandırır ve ödem riskini azaltır" dedi. Özellikle uzun süre oturan bireyler için saat başı kısa molalarla hareket etmenin faydalı olduğunu belirtti.
STRES YÖNETİMİNE ÖNEM VERİN
Stresin de vücuttaki sıvı dengesini etkilediğine dikkat çeken Diyetisyen Demirel, “Yoğun stres altındayken vücut, kortizol gibi stres hormonlarını salgılar ve bu hormonlar ödem oluşumuna yol açabilir. Stresi yönetmek için yoga, meditasyon veya düzenli bir uyku düzenine sahip olmak gibi yöntemler ödemi önlemeye katkı sağlar" dedi.
DÜZENLİ UYKUYA DİKKAT EDİN
Son olarak uyku düzeninin vücut dengesini sağlamak açısından önemine değinen Demirel, "Yetersiz uyku, vücutta hormonal dengesizliklere yol açarak ödem oluşumuna sebep olabilir. Her gün düzenli olarak 7-8 saat uyumak, vücudun sıvı dengesini korumasına yardımcı olur" diye belirtti.
BESLENMEYE DİKKAT EDİN
Uman Diyetisyen İrem Orhan Demirel, beslenme alışkanlıklarının ödem üzerindeki etkisinin büyük olduğunu vurgularken, "Sağlıklı bir yaşam tarzı ile ödem sorununun önüne geçilebilir. Taze sebze ve meyve tüketimi, tam tahıllı besinlerin tercih edilmesi ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması ödem riskini azaltır" diyor. Vücudun su tutmaması için dengeli bir beslenmenin önemini hatırlatan Demirel, bu önerilere dikkat eden bireylerin ödem problemleriyle daha az karşılaşacağını belirtti.