Şentop, Hırvatistan'ın Başkenti Zagreb'de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu I. Parlamenter Zirvesi'nde Genel Kurul'a hitap etti.

Şentop, burada yaptığı konuşmada, "Kırım Platformu'nun parlamento ayağının bu zirveyle birlikte işler hale gelmesinin, Kırım konusunda vermek istediğimiz mesajın kuvvetlenmesini ve çabalarımızın pekiştirilmesini sağlayacağına inanıyor, ev sahipliği için Hırvatistan'a teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Türkiye'nin, Kırım Platformu'nun teşkilini en başından beri desteklediğini, geçen sene ağustos ayında düzenlenen Kuruluş Zirvesi'nin ardından bu yılki çevrim içi zirveye de en üst düzeyli katılım sağladığını hatırlatan Şentop, "Bu yaklaşımın temelinde Türkiye'nin, Kırım ve ilhak altındaki diğer bölgeler dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne sarsılmaz desteği yatmaktadır." ifadelerini kullandı.

Kırım'ın, Kırım Tatar Türklerinin anavatanı olduğunu vurgulayan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Konu, stratejik, tarihi ve ekonomik boyutu bir kenara, bizim için bu yanıyla da önem arz etmektedir. Zira, Kırım Tatarları da diğer tüm halklar gibi kendi yurtlarında hür ve güvenli bir şekilde yaşamayı hak etmektedir. Türkiye, Kırım'ın ilhakını tanımamıştır, tanımayacaktır. Ukrayna'ya ve Kırım Tatarlarına gerek ikili gerekse çok taraflı platformlarda desteğini sürdürecektir. BM'de her yıl ele alınan Kırım konulu tasarılara ortak sunucu olmamız bunun en somut göstergelerinden biridir. Ancak bildiğiniz üzere, BM önündeki hiçbir ciddi soruna çözüm bulamadığı gibi mevcut soruna da çözüm geliştiremiyor. Bu durum Türkiye olarak her zaman ve her zeminde 'Dünya beşten büyüktür' ifadesiyle vurguladığımız uluslararası kuruluşlardaki reform ihtiyacının da açık bir göstergesidir. Diğer yandan, başta Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Neriman Celal olmak üzere Kırım'da özgürlüklerinden mahrum edilen tüm soydaşlarımızın durumu da yakından takip ettiğimiz konular arasındadır. Adı geçenlerin en kısa zamanda serbest bırakılmalarını temenni ediyoruz.

Platformun, parlamentolar arasında tesis edeceği iş birliği sayesinde, büyük önem verdiğimiz bu konularda dünya kamuoyunda farkındalık oluşturması mümkün olabilecektir. Bugün kabul edilecek Ortak Bildiriyi de desteklemek suretiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Platform çatısı altında yürütülecek çalışmalara katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu beyan etmek isterim."

Ukrayna'daki savaşın Rusya tarafından 30 Eylül'de alınan ilhak kararıyla yeni bir aşamaya geçtiğini dile getiren Şentop, "Türkiye, Kırım'da olduğu gibi Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'un ilhakını da tanımamaktadır. Bu tasarruflar, bizim nezdimizde yok hükmündedir. Uluslararası hukuka aykırı bu adımları reddettiğimizi bu vesileyle de kayda geçirmek isterim." dedi.

TBMM Başkanı Şentop, 24 Şubat'tan bu yana devam eden savaşta on binlerce Ukraynalının hayatını kaybettiğini, milyonlarca insanın yerlerinden olduğunu ve Ukrayna'nın pek çok şehrinin ciddi yıkıma uğradığını anlatarak, "Savaş en çok bölgemizi etkilemektedir. Bununla birlikte, savaşın küresel faturası da her geçen gün ağırlaşmaktadır. Her zaman vurguladığımız üzere, bu savaşın kazananı olmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bir yandan savaşın başından beri Ukrayna'ya maddi manevi her türlü desteği sağlarken bir yandan da çatışmaların Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü temel alan adil bir barışla bir an evvel sona erdirilmesini arzuladığını kaydeden Şentop, "Ukrayna'nın haklı mücadelesini desteklerken, diplomasinin günah keçisi yapılmaması, şartlar elverdiğinde bu çatışmanın diplomasiyle sonlandırılmasına hazır olunması çağrısında bulunuyoruz. Müzakere, taviz vermek demek değildir. Sahadaki kazanımları masada avantaja çevirmek mümkündür. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da her vesileyle söyledikleri üzere, bu yolda Türkiye olarak arabuluculuk yapma girişimlerimizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Hukuka, uluslararası hukuka riayete bir kez daha dikkati çeken Şentop, şu ifadeleri kullandı:

"Uluslararası hukuk kendini güçlü hisseden devletlerin delip geçtiği, güçsüz devletlerin ise uymaya mecbur olduğu bir örümcek ağı değildir. Eğer kendini güçlü sanan devletler, kendi çıkarları için başka ülkeleri ve halkları ateşe atmaktan, dünyayı kan ve gözyaşına boğmaktan kaçınmıyorlarsa ortada uluslararası hukuk kalmaz. Herkes gücü yettiği kadar hukuku ihlal etmeyi kendisi için bir hak olarak görmeye başlar. Dünya barışı ve uluslararası güvenlik hukukla, hukuka saygı ve riayetle, adil bir uluslararası düzenle mümkündür. Devletlerin egemen eşitliğine dayanan, insanı esas alan yeni bir anlayış mümkündür ve dünya barışı için elzemdir. Yegane çıkış yolu da budur."

Kırım Platformu olarak parlamentolar düzeyindeki bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere takdirlerini sunan Şentop, "Kırım'ın haklı davasının er geç amacına ulaşacağına olan inancımla tüm katılımcılara teşekkür ediyorum." dedi.

(AA)