Çanlı, Beyoğlu'nda bulunan Süryani Katolik Kilisesi'nde yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim'e yönelik son zamanlarda yapılan provokatif, duyarsız ve saldırgan eylemler karşısında derin üzüntü içerisinde olduklarını, bunların çeşitli din ve milletlerden insanlar karşısında nefret, düşmanlık ve husumeti körükleyen talihsiz bir hadise olduğunu dile getirdi.
Hristiyan toplumu olarak kilise liderleriyle birlikte bu çirkin eylemi şiddetle kınadıklarını ifade eden Çanlı, insanların dini duygularına ahlaki yaşam için ilham veren kutsal kitaplara ve inançlara saygı gösterilmesi gerektiğini bildirdi.
Her türlü aşırılık ve hoşgörüsüzlüğün toplumun huzurunu tehdit ettiğine dikkati çeken Çanlı, her insanın onurlu bir yaşam sürmesinin ve gerçek barışın, her dinin hedefi olduğunu vurguladı.
Türkiye'deki birlikte yaşama kültürünün barış ve kardeşliğin temeli olmaya devam edeceğine inandıklarını dile getiren Çanlı, şöyle devam etti:
"Her kutsal mekanda dünya barışı ve insanların kardeşliği için yapılan dualar insanlığın huzurda ve esenlikte buluşması için fırsat oluşturur. Özellikle bütün dünyada hem İslam hem Hristiyan karşıtlığının yükseldiği bir dönemde bizim bugün nefret suçlarına karşı, ayrımcılığa karşı tek ses halinde mücadele edebilmemiz son derece önemlidir. Dini kimliği ne olursa olsun hiç kimseyi dini kimliğinden dolayı, etnik kimliğinden dolayı, inancından dolayı kınamanın, suçlamanın, nefret objesi haline getirmenin ve bundan dolayı kutsal değerlerine hakaret edilmesinin hiçbir insani temelinin olmadığını ifade etmeliyim."
"Allah ülkemizi ve bütün dünyayı korusun"
Süryani Katolik toplumu olarak son 20 yıl içinde kendilerine tanınan hak ve özgürlükler nedeniyle bu toprakların çocukları olduklarını, hiçbir endişe duymadan huzur içinde yaşadıklarını anlatan Çanlı, "Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın ve değerli çalışma arkadaşlarının bize karşı gösterdikleri ilgi ve jestler için teşekkür ederim. Yaptıkları girişimlerin sözde değil özde olduğunu bizler her şekilde hissediyoruz. Allah ülkemizi ve bütün dünyayı korusun." diye konuştu.
Beyoğlu Belediye Başkanı Yıldız ise Beyoğlu'nun, yüzyıllardır farklı inançların, kültürlerin, medeniyetlerin, yaşamların, dillerin, renklerin ve dinlerin komşu olarak bir arada yaşadığı bir huzur beldesi olduğunu söyledi.
Yüzyıllardır farklı inançlara mensup vatandaşların, bu ülkenin özgür ve eşit birer vatandaşı olarak ilçede ibadetlerini özgürce yerine getirebildiğini vurgulayan Yıldız, Türkiye'nin, inanç özgürlüğü ile ibadet hürriyetinin var olduğu bir hukuk devleti olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'de, Hristiyan, Musevi ve Müslümanların kendilerine ait ibadethanelerde özgürce ibadetlerini yerine getirdiğini hatırlatan Yıldız, "Türkiye şu anda güvenli, huzurlu. İstanbul güvenli ve huzurlu. Beyoğlu güvenli ve huzurlu. Kimsenin bu huzuru bozmasına müsaade etmeyeceğiz ve hep birlikte bu ülkenin vatandaşları olarak biz bu toprağın çocuklarıyız. Bu topraklarda huzuru hep birlikte arayacağız. Huzur, birlik ve beraberliktedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Bize düşen güzel bir şekilde misafirlerimizi ağırlamak"
İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da düzenlenen hain terör eyleminin ardından başkonsoloslarla beraber birlik yürüyüşünde bulunduklarını aktaran Yıldız, şunları kaydetti:
"Beyoğlu üzerinden İstanbul'un, Türkiye'nin huzurunu bozmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Türkiye'ye gelen 40 milyon turistin 16 milyonu İstanbul'umuza, Beyoğlu'muza teşrif ettiler. Dolayısıyla bize düşen güzel bir şekilde misafirlerimizi ağırlamaktır. Bugün manipülasyonlarla ülkemizde istihbari birtakım operasyonlar yapmak isteyenlere, Beyoğlu'nun ve Türkiye'nin huzurunu bozmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Umuyorum ve diliyorum ki yarından itibaren başkonsoloslarımız da gerekli sağduyuyu göstereceklerdir ve başkonsolosluklarını açacaklardır. Tüm dünyaya buranın güvenli bir ülke olduğunu ifade edeceklerdir."
(AA)