Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD'nin New York kentindeki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki hitabının ardından basın toplantısı düzenledi. Ukrayna'nın, Donbass bölgesinde işleyen süreçlere dair açıklamalarda bulunan Lavrov, Batılıların Donbass'ta devam eden referandum tepkisine rağmen BM'de basın toplantısı düzenlemesine izin verildiğini hatırlattı. Referandumların yerel yönetimlerin kararları ile yapıldığını söyleyen Lavrov, "Bugün Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporijya'da devam eden referandumlarla ilgili Londra, Brüksel, Washington ve bazı Batılı başkentlerden yapılan açıklamalara cevap vermek için 'verilen izin' ile yorumda bulunmak istiyorum. Gözlemlediğimiz histeri son derece açıklayıcıdır. Referandumlar yerel yönetimlerin kararları temelinde yapılıyor. Bu referandumların şartları yayınlandı. Bu davranışlarının bir sonucu olarak Rusya, neo-Nazi rejiminin vahşetinden yıllarca acı çeken insanların iradesine saygı duyacaktır" dedi.

Batılı ülkelerden örnekler

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, kısmi seferberlik ilanı sırasında Batılıların, Kiev'e silah desteği sağladığı ile ilgili de konuşan Lavrov, "Bilirsiniz bu günlerde linç kültürü oldukça moda. Bu, Batılı meslektaşlarımız tarafından sadece bazı ülkeler, politikacılar, şahsiyetler ile ilgili olarak değil, aynı zamanda tarihi olaylarla ilgili olarak da aktif olarak kullanılmaktadır. Örneğin 2014'te yine aynı şekilde Batılı meslektaşlarımız Kırım'ın ilhakını kabul edemeyeceklerini ve bunu neden yaptığımızı sordular. Her şeyin nasıl başladığını tekrar hatırlatayım. Bir darbe sırasında çok sayıda insan öldü. Almanya, Fransa ve Polonya'nın garantilerine rağmen darbeciler, idari binalara el koydu, dönemin cumhurbaşkanını kovalamaya başladı. Onu kovalayarak yakalamak istediler. Darbeciler bundan sonra Rusların Kırım'ı terk etmesini ve Rus dilinin bölgedeki statüsünün kaldırılmasını istedi. Silahlı gruplar, parlamentoyu basmak için yarımadaya gitti. Ancak daha sonra Kırımlılar referandumlarıyla tepki gösterdi. Zelenskiy, özel askeri operasyon başlamadan önce bile konuşmalarında, Ukrayna için Sovyetler Birliği'nin çöküşü sırasında nükleer silahların reddedilmesinin büyük bir hata olduğunu belirtti. Özel askeri harekatın başlamasından hemen sonra, Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, Rusya'nın Fransa'nın da kendi nükleer silahlarına sahip olduğunu hatırlaması gerektiğini ilan etti. Bu konu ile ilgili hiç sesimiz çıkmadı. Bayan Truss'ın bir gazetecinin 'kırmızı düğmeye' basmanın korkutucu olup olmayacağına ilişkin sorusuna nasıl cevap verdiğini hepiniz biliyorsunuz. Rusya'ya gelince, Başkan Vladimir Putin ve Kremlin'in diğer temsilcileri defalarca bunun hakkında konuştu. Ülkemizin 'Rusya Federasyonu'nun Nükleer Caydırıcılık Alanında Devlet Politikasının Temelleri Üzerine' bir doktrini var. Bu açık bir belgedir, içinde her şey yazılıdır. Sizi, nükleer silahların kullanımına onay verdiğimiz durumlara bir kez daha bakmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu.



 

"Ülkemizin toprakları tam koruma altındadır"

Referandumun sonrasından Ukrayna'nın doğusundaki bazı toprakların Rusya'ya katılmasıyla oluşabilecek saldırı tehditleri için nükleer silaha başvurulup başvurulmayacağı ile ilgili soruya da yanıt veren Lavrov, "Şimdi karamsar tahminlerle uğraşmam. Ülkemizin anayasasında yer alan ve ayrıca yer alabilen Rusya topraklarının tamamı, elbette devletin tam koruması altındadır. Kesinlikle doğaldır. Rusya Federasyonu'nun tüm yasaları, doktrinleri, kavramları ve stratejileri tüm bölgeler için geçerlidir. ABD'nin bu yönde bir tehdidini duymadım. Başkan Joe Biden'ın referandumlar yapılır ve sonuçları kabul edilirse Rusya'nın daha fazla yaptırımla karşı karşıya kalacağını söylediğini biliyorum. Batı'nın bu savaşa katılımının hukuki boyutuna gelince, durumu az çok takip edenler neler olduğunu görüyor. Ukrayna açıkça silahlarla dolu. Üstelik Zelenskiy günlük olarak ya Almanya'dan ya da İsrail'den silah talep ediyor. Aynı zamanda İsrail'i Ukrayna'nın talep ettiği miktarda silah vermediği için eleştiriyor. Kiev istihbarat bilgileri, uydulardan gelen verilerle sağlanıyor" dedi.

Buna rağmen Batılı ülkelerin, Ukrayna'ya verdiği bazı desteklerin uluslararası hukukun ihlali anlamını taşıdığını belirten Lavrov, "Konuyu hukuki yönden ele alırsak, ABD'liler, NATO üyeleri ve Avrupa Birliği, çatışmanın tarafı olmadıklarını söylüyorlar. Avrupa ve diğer ülkelerdeki Ukrayna büyükelçiliklerinin ve başkonsolosluklarının web sitelerinde açıkça Rusya'ya karşı 'kutsal savaşa' katılma daveti yayınladığını, yani doğrudan paralı askerlikle meşgul olduklarını hepiniz biliyorsunuz. Bunun kendi topraklarında yapılmasına izin veren Batılı ülkeler, tarafsız devletler sözleşmesini bir kez daha ihlal ederek, dış gözlemci olmadıklarını, doğrudan çatışmaya dahil olduklarını gösterdiler. Sözleşmelerin maddelerinden biri, askeri amaçlarla iletişimin kullanılmasını yasaklamaktadır. Batılı hükümetler aracılığıyla, tabii ki Starlink şirketi de dahil olmak üzere 200 özel uydunun bu savaşa doğrudan katıldığını daha önce belirtmiştim" ifadelerini kullandı.

(İHA)